Akciğer Kanseri: Riskler, Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Akciğer Kanseri: Riskler ve Erken Tanının Önemi
Akciğer kanseri, dünyada ve ülkemizde oldukça yaygın bir kanser türü olup, kansere bağlı ölümlerin en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilmektedir. Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Sarı, bu hastalığın erken evrelerde tespit edilmesinin tedavi sürecinde kritik bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Özellikle sigara kullanımı, akciğer kanseri riskini artıran en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Doç. Dr. Sarı, sigara içen bireylerin düzenli olarak tarama programlarına katılmalarının hayati öneme sahip olduğunu belirtmektedir.
Akciğer Kanserinin Yaygınlaşan RiskleriDoç. Dr. Sarı, sigara içmenin akciğer kanseri üzerindeki etkisini şu şekilde açıklamaktadır: “Sigara kullanmamak, akciğer kanserinden korunmak için en kritik faktörlerden biridir. Özellikle sigara içen bireylerin, akciğer kanserinin erken evrelerini tespit etmek amacıyla düzenli tarama programlarına katılmalarını şiddetle öneriyoruz. Uluslararası tedavi kılavuzlarına göre, 50 yaşının üzerinde ve en az 20 paket yıl sigara içmiş bireylerin, yıllık olarak düşük doz akciğer tomografisi ile tarama yaptırması gerekmektedir. 20 paket yıl kavramı, kişinin günde içtiği sigara paket sayısı ile içtiği yıl sayısının çarpımıdır. Örneğin, bir birey günde 1 paket sigara içiyorsa ve 20 yıldır sigara içiyorsa, bu 20 paket yıl anlamına gelmektedir.”
Akciğer Kanseri Tanısı ve SemptomlarıDoç. Dr. Sarı, akciğer kanseri tanısının genellikle şu semptomlarla başladığını ifade etmektedir: “Öksürük, kanlı balgam ve nefes darlığı gibi şikayetler, akciğer kanseri tanısında yaygın olarak görülen belirtilerdir. Bu tür şikayetlerin ortaya çıkması durumunda, yapılan tetkikler sonucunda akciğerlerde bir lezyon tespit edilirse, hastaya bronkoskopi eşliğinde veya dışarıdan bir iğneyle biyopsi alınarak tanı konulmaktadır. Tanı konulduktan sonra hastanın evrelemesi yapılmakta ve tedavi süreci buna göre belirlenmektedir. Erken evrede tespit edilen akciğer kanserinde, hastalığın tamamen yok edilmesi amacıyla cerrahi müdahale yapılabilirken, ileri evrelerde tedavi daha çok hastalığın kontrol altına alınması ve hastanın yaşam süresinin uzatılması hedeflenmektedir.”
Evreye Göre Tedavi YöntemleriDoç. Dr. Sarı, akciğer kanserinin tedavi yöntemlerinin hastalığın evresine göre değişiklik gösterdiğini açıklamaktadır: “Erken evrelerde cerrahi müdahale, ardından patolojik evreye göre kemoterapi, radyoterapi veya akıllı ilaçlar gibi farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Cerrahi müdahale, bazı hastalar için uygun olmayabilir; bu durumda kemoradyoterapi, yani ışın tedavisi ve kemoterapinin birlikte kullanıldığı yöntem tercih edilmektedir. Dördüncü evre akciğer kanserinde ise tedavi, genellikle tıbbi onkolojinin yönetiminde yürütülmektedir. Burada amaç, hastalığı kontrol altında tutmak, yaşadığı şikayetleri azaltmak ve yaşam süresini uzatmaktır.”
Akıllı İlaçlar ve İmmünoterapilerDoç. Dr. Sarı, dördüncü evre hastalar için tedavi seçeneklerinden birinin akıllı ilaçlar ve immünoterapiler olduğunu belirtmektedir: “Akıllı ilaçlar, tümörün genetik yapısına göre geliştirilmiş tedavi yöntemleridir ve tedaviye başlanmadan önce tümörün genetik yapısının incelenmesi oldukça önemlidir. Akıllı ilaç tedavileri, immünoterapilerle bir araya gelerek hastaların yaşam kalitesini artırmak ve yaşam sürelerini uzatmak için kullanılmaktadır. Kemoterapi ile birlikte veya tek başına uygulanabilen immünoterapiler, kanserin ilerlemesini durdurma ve hastaların şikayetlerini hafifletme amacını taşımaktadır.”
Birden Fazla Branşın İş BirliğiDoç. Dr. Sarı, akciğer kanserinin tedavisinde farklı tıbbi branşların birlikte çalışmasının büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır: “Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, radyoloji, nükleer tıp, patoloji, radyasyon onkoloji ve tıbbi onkoloji gibi birimlerin iş birliği ile yürütülen tedavi süreçleri, hastaların doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu nedenle, akciğer kanseri tedavisi için, bu branşların birlikte çalıştığı merkezlerde tedavi almanın daha etkili olduğu vurgulanmaktadır.”