Genetik Yapının Menopoz Üzerindeki Etkileri: Yeni Araştırma Sonuçları
Yeni Araştırma: Genetik Yapının Menopoz Üzerindeki Etkileri
İngiliz araştırmacılar, belirli gen gruplarına sahip kadınların hormonal değişikliklerin menopoza geçiş sürecini beş yıla kadar erken yaşamaya yatkın olabileceğini ortaya koydu. Bu genetik özelliklerin, kanser riskinin de artmasına sebep olduğu kaydedildi. Örneğin, ünlü aktris Angelina Jolie'nin 2013 yılında pozitif sonuç aldığı ve önleyici amaçla çift mastektomi geçirdiği BRCA1 gen mutasyonu da bu grupta yer alıyor.
Exeter ve Cambridge üniversitelerinden uzmanlar, 100 binden fazla İngiliz kadının genetik verilerini inceleyerek, bazı kadınların yumurtalarının daha hızlı bozulmasına neden olan belirli gen topluluklarını tespit ettiler. HER 20 KADINDAN BİRİ MENOPOZA ERKEN GİREBİLİR
- Kadınlar, sınırlı sayıda yumurta ile doğarlar ve bu yumurtalar tükendiğinde menopoza yol açan hormonal değişiklikler tetiklenebilir.
- Çoğu kadın için bu süreç genellikle 45-55 yaşları arasında gerçekleşirken, her 20 kadından biri daha erken bir dönemde bu durumu yaşayabilir.
Nature dergisinde yayımlanan bu araştırma, belirli genetik özelliklere sahip kadınların yumurtalarının, ortalama bir kadına göre daha hızlı tükenme olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Özellikle ZNF518A adı verilen genin hatalı versiyonuna sahip kadınlar, menopoz döneminde en fazla risk altında olan grup olarak belirlendi. Bu kadınlar, normal gen yapısına sahip olanlardan ortalama beş buçuk yıl daha erken menopoz deneyimi yaşadılar.
YÜZDE 60'A KADAR ARTAN KANSER RİSKİ
Çalışmanın başka bir boyutunda ise, meme ve yumurtalık kanseri riskini artıran genlerin menopoz süresini etkileyip etkilemediği araştırıldı. Kadınlarda meme kanseri riskini yüzde 85'e kadar artıran BRCA1 geninin, menopoza girme yaşını ortalama 2,1 yıl azalttığı saptandı.
Ayrıca, kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini yüzde 77'ye kadar artıran BRCA2 adlı bir başka genin de, menopauz süresini ortalama 1,2 yıl azalttığı bulundu. Ancak her iki genin de kadınlarda özellikle meme kanseri riskini yüzde 60'a kadar artırdığı tespit edildi.