Hayat Tahrir el-Şam’ın Yeni Yönetimi ve Suriye’deki Gelişmeler
Hayat Tahrir el-Şam’ın Yeni Yönetimi
Ahmet el-Şaraa (eski adıyla Muhammed el Colani) liderliğindeki Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye'de hızlı bir şekilde kontrolü ele geçirerek hükümet binalarına yerleşti ve geçici bir yönetim kurma çabalarına girişti. Şaraa, Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından yaptığı açıklamalarda, "Azınlık grupları koruyacağız, inançlarına saygı göstereceğiz" ifadesini kullandı. Ancak, HTŞ’nin İdlib'den getirdiği yöneticilerle hükümeti şekillendirme çabaları, bu süreçteki kapsayıcılık hakkında bazı endişelere yol açtı. Eski Halep siyasi danışmanı Zekeriya Malahifji, "Suriye toplumu oldukça çeşitlidir. Bu durum, kaygı verici bir gelişme" değerlendirmesini yaptı.
İslami Serbest Piyasa
Ahmed Şaraa, Sky News ile yaptığı bir söyleşide, İsrail'le savaşa girmeyi istemediklerini ve Batı'nın korkmasına gerek olmadığını belirtti. Şaraa, "Halk savaşın yorgunluğuna dayanamıyor, tükendi. Dolayısıyla ülke yeni bir savaşa hazır değil ve böyle bir çatışmaya girmeyecek" dedi. Geçici Ekonomi Bakanı Basil Abdülaziz başkanlığındaki geçici hükümet heyetiyle görüştükten sonra konuşan Şam Ticaret Odaları Başkanı Basil Hamwi, "Rekabete dayalı serbest piyasa sistemi oluşturacağız" dedi. Hamwi, "Odalara kayıt yaptıran herkes, belirli bir sistem çerçevesinde istedikleri malları pazara sunabilecek" ifadesini kullandı. Ancak, bu malların İslami değerler açısından kısıtlanıp kısıtlanmayacağı hala belirsizliğini koruyor. HTŞ yetkilileri, Şam’daki bürokrasiyi yeniden yapılandırmaya ve maaşları artırmaya öncelik verdiklerini açıkladı. Muhammed Gazal, "Bu devlet çökmüş durumda. İlk hedefimiz temel hizmetleri geri getirmek," dedi. Ancak Gazal’ın "Bu ülke zengin. Rejim parayı çalıyordu" sözleri de dikkatlerden kaçmadı.
Terör Örgütü Mü, Hükümet Mi?
HTŞ, ABD ve Türkiye dahil birçok ülke tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor. Yeni başbakan olarak Muhammed el-Beşir atandı. Ancak anayasa yapım süreciyle ilgili detaylar belirsizliğini koruyor. Şaraa, teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma niyetinde olduğunu yineledi. Grubun yaptığı açıklamaya göre mevcut geçiş hükümeti Mart 2025'e kadar görevde kalacak. Pentagon, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD'nin isyancı liderin potansiyel kimyasal silah alanlarının güvenliğini sağlama konusundaki yorumlarını olumlu karşıladığını, fakat ne tür adımlar atılacağı konusunda beklemede olduklarını ifade etti. HTŞ’nin yönetimdeki baskın rolü, otoriter bir yapının ortaya çıkabileceği endişesini doğuruyor. Carnegie Orta Doğu Merkezi’nden Yezid Sayigh, "HTŞ’nin bu süreci kontrol altına alma çabası, risk taşıyor. Ancak Suriye’nin çeşitliliği, tek bir grubun hakimiyetini zorlaştırır," dedi.
Toplumda Artan Endişeler
Her ne kadar HTŞ, liberal ve demokratik bir çizgiyi savunuyormuş gibi görünse de, Şaraa'nın bazı açıklamaları dikkat çekiyor. Şaraa, daha önce Suriye'nin Taliban yönetimindeki Afganistan gibi olmasını istediğini belirtmişti. Şeriatın hüküm sürdüğü Afganistan'da, kızların okula gitmesi yasaklanmıştı. Sosyal medya üzerinden bazı Suriye vatandaşları, HTŞ milislerinin kendilerini "kıyafetleri ve davranışları" konusunda uyarmaya başladıklarını ifade etti. Bu yorumlar henüz doğrulanmamış olmakla birlikte, HTŞ militanlarının teslim olan Suriye rejimi askerlerini infaz ettiği görüntüler, daha büyük soruların gündeme gelmesine neden oldu.
Güvenlik Sorunları ve Gelecek Belirsizlikleri
Polisler ve yöneticiler İdlib’den Şam’a taşınırken, şehirde güvenlik güçlerinin yetersiz olduğu bildiriliyor. HTŞ, diğer silahlı gruplarla olası çatışmaları önlemek için çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Ancak sınır bölgelerindeki silahlı grupların varlığı, istikrarı tehdit etmeye devam ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçiş sürecinin "kapsayıcı ve mezhepçi olmayan bir yönetim" ile sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Blinken, HTŞ’nin liderlik iddialarını sınırlı tutması gerektiğini ifade etti. ABD, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararını, geçiş sürecinde rehber olarak görüyor.