Nobel Ekonomi Ödülü, 2023 yılında Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson’a verildi. Daron Acemoğlu, bu ödülü kazanan Orhan Pamuk ve Aziz Sancar’dan sonra Türkiye’den Nobel alan üçüncü isim olma başarısını gösterdi. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, bu ödülü “kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki derinlemesine araştırmalarından dolayı” Acemoğlu, Johnson ve Robinson’a vermeye karar verdi.
MIT’de en yüksek fahri unvan olan Enstitü Profesörlüğü’ne sahip olan Daron Acemoğlu ve IMF’de baş ekonomistlik yapmış Simon Johnson, birlikte “Power and Progress: Our Thousand-Year Struggle Over Technology and Prosperity” adlı önemli bir kitap kaleme aldılar.
Daron Acemoğlu, kitabın yayınlanmasının ardından geçen sene İpek Özbey’e yaptığı çarpıcı açıklamalarda, teknolojinin iş gücü ve gelir eşitsizliği üzerindeki etkilerini detaylandırdı.
Teknolojiyi ne tamamen iyi ne de tamamen kötü olarak değerlendirmek gerektiğine vurgu yaptı. Teknolojinin, insanların kullandığı bir araç olduğunu ve bu aracın iyi veya kötü amaçlar için kullanılabileceğini belirtti. Son 40 yıl içerisinde, teknolojinin gelir eşitsizliğini arttırdığına ve demokrasiyi tehdit ettiğine dikkat çekti.
Yapay zekanın hem umut verici hem de korkutucu olduğunu ifade eden Acemoğlu, bu teknolojinin doğru kullanıldığında insan kaynaklarını ve işlerini artırma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Şu anki teknolojik yönün, bilginin tekelleşmesi ve demokrasiyi zayıflatması gibi olumsuz etkileri olduğunu düşündüğünü açıkladı.
Otoriter rejimlerin dijital teknolojiyi kullanma biçimlerini ve bunun kutuplaşmayı artırma etkisini değerlendirdi. Özellikle, bu rejimlerin kendi haklarındaki bilgileri kısıtlayarak nasıl bir kontrol sağladığını vurguladı.
Çin’in ve Rusya’nın, ulusalcılığı artırarak “Herkes bizim düşmanımız” anlayışını benimsediğini belirtti.
Türkiye’deki durumun farklı olduğunu, ancak hükümetin sosyal medyayı kontrol etme çabalarının yeterince sıkı olmadığını ifade etti. Örneğin, Chat GPT gibi teknolojilerin erişiminin engellenemediğini açıkladı.
Amerika’daki sosyal medyanın kutuplaştırıcı etkilerine değindi. İnsanların benzer fikirlerle etkileşimde bulunma eğilimlerinin, sosyal medya platformlarında daha fazla vakit harcamalarına yol açtığını belirtti.
Eğitim düzeyinin manipülasyonun fark edilmesindeki etkisine dair düşüncelerini paylaştı. Eğitim seviyesinin yüksek olmasının bu tür manipülasyonları önlemede yeterli olmadığını vurguladı.
Türkiye ekonomisindeki barınma sorunları ve enflasyon konusundaki görüşlerini açıkladı. Enflasyonun bu seviyeye çıkmasının ardından düşürülmesinin zorluğuna dikkat çekti.
Asgari ücretin, Türkiye ekonomisindeki gelir dağılımı ve üretkenlik sorunlarıyla ilişkilendirildiğini belirtti. Üretkenlik artmadıkça, asgari ücret artışının yetersiz kalacağını ifade etti.
Kara paranın Türkiye’ye özgü bir sorun olmadığını, internet ve sanal bahis siteleri üzerinden kara para aklama sorunlarının diğer ülkelerde de mevcut olduğunu vurguladı.