DOLAR 38,4292 0.2%
EURO 43,8350 -0.02%
ALTIN 4.099,20-0,71
BITCOIN 3622875-0,69%
İstanbul
13°

KAPALI

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde Obezite ve İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları Tartışıldı
  • Gazete Köşesi
  • Sağlık
  • 41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde Obezite ve İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları Tartışıldı

41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde Obezite ve İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları Tartışıldı

ABONE OL
1 Aralık 2024 12:12
41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde Obezite ve İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları Tartışıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi

TGD tarafından Antalya’daki bir otelde düzenlenen 41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi, bilimsel programında toplamda 56 oturum, 12 konferans, 4 panel, 1 video oturumu ve 15 uydu sempozyumu ile gerçekleştirildi. Yaklaşık 1400 katılımcının yer aldığı kongrede, gastroenteroloji alanında önemli konular ele alındı.

Derneğin başkanı Dr. Cindoruk, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında obezitenin toplum sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline geldiğini vurguladı. Obezitenin dünya genelinde hızla arttığını ve adeta bir salgın boyutuna ulaştığını belirten Cindoruk, “Obezite, kilo sorunu olmanın ötesinde bir hastalıktır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında büyük bir sorun haline gelmiştir. Türkiye, obezite sıklığı açısından Amerika ile yarışır hale geldi; oranlar neredeyse birbirine yakındır. Obezite riskini gösteren haritalama verilerine göre, Amerika’da olduğu gibi biz de kırmızı işaretliyiz. Verilere göre, toplumumuzun yaklaşık yüzde 30’u obez” şeklinde konuştu.

Cindoruk, obezitenin sadece estetik bir kaygı olmadığını, aynı zamanda kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, hipertansiyon, solunum problemleri, eklem sorunları ve psikolojik rahatsızlıklar gibi birçok ciddi hastalığın temelinde yatan önemli bir risk faktörü olduğunu ifade etti. Obezitenin genellikle vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olması şeklinde tanımlandığını belirten Cindoruk, “Ancak obezite, yalnızca fiziksel görünümle ilgili değil; sağlık üzerinde çok ciddi etkileri olan bir durumdur. Obezite, kolon kanseri, meme kanseri ve rahim ağzı kanseri gibi kanser türlerinin yanı sıra kalp hastalıkları, eklem problemleri, depresyon ve sosyal izolasyon gibi birçok olumsuz duruma yol açabilmektedir” diye ekledi.

Obezitenin birçok farklı nedeni olabileceğine dikkat çeken Cindoruk, genetik yatkınlık, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, stres ve hormonal dengesizliklerin bunlardan yalnızca bazıları olduğunu dile getirdi. Obezitenin önlenebilir bir hastalık olduğunu ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabileceğini vurguladı.

Batı Tarzı Beslenmenin Etkileri

Kongre Başkanı Prof. Dr. Aykut Ferhat Çelik, inflamatuar bağırsak hastalıklarının giderek arttığına işaret ederek, bu hastalığın sebebinin tam olarak bilinmediğini, ancak oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığını belirtti. Çelik, “Çevresel faktörler tetikleyici unsurlar arasında yer alıyor. Çevremizde artık çok fazla toksin mevcut; Antarktika’ya kadar yayılmış mikroplastiklerle dolu. İster istemez bu toksinler, gıda zincirinin her aşamasında yer alıyor. Vücut, bunları farklı bir antijen olarak algılayarak reaktif davranışlar sergiliyor ve bu toksinler, bağırsaklardaki yararlı floraya da zarar veriyor” yorumunda bulundu.

Çelik, inflamatuar bağırsak hastalıklarının Türkiye’deki görülme sıklığında ciddi bir artış gözlemlendiğini aktararak, modern yaşam tarzının, bu hastalığın genetik yatkınlığı bulunan bireylerde tetiklenmesine neden olan önemli risk faktörlerini beraberinde getirdiğini ifade etti. Çelik, “Batı tarzı beslenme, yüksek oranda işlenmiş gıdalar, endüstriyel kirlilik ve toksinlere maruz kalma, sigara içme ve kronik stres gibi çevresel faktörler, bağışıklık sisteminin dengesini bozarak hem hastalığın ortaya çıkmasında hem de şiddetinde etkili olabilmektedir” şeklinde konuştu.

Hastalığın, karın ağrısı, kronik ishal, kanlı dışkılama, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterdiğini de belirten Çelik, tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Şebnem Gürsoy da kolon kanserinin önceden tespit edilebilen ve önlenebilen nadir kanser türlerinden biri olduğunu ifade ederek, kolon kanserinin erkeklerde akciğer ve prostat kanserlerinden, kadınlarda ise akciğer ve meme kanserlerinden sonra en sık görülen kanser türü olduğunu kaydetti.


En az 10 karakter gerekli