Eğer Dünya aniden dönmeyi durdurursa, bu durumun sonuçları hem anında hem de uzun vadede yıkıcı olacaktır. Dünyanın yüzeyindeki her şey, gezegenin normaldeki 1.600 kilometre saatlik dönüş hızında hareket etmeye devam eder. Bu, atmosfer, okyanuslar ve insanlar dahil olmak üzere tüm nesnelerin doğuya doğru inanılmaz bir hızla savrulacağı anlamına gelir. Bu kuvvet, insanları, yapıları ve hatta okyanusları yüzey boyunca fırlatacak kadar güçlü olur ve büyük bir yıkıma neden olur.
Dünya’nın aniden durması, atmosferde önemli değişikliklere yol açar. Rüzgar hızları önemli ölçüde artar ve gezegenin dinamiklerindeki ani değişiklikler nedeniyle devasa kasırgalar ve hortumlar meydana gelir. Şu anda Dünya ile senkronize halde bulunan atmosfer, bu uyumu kaybedeceği için saatte 1.600 kilometreye ulaşan rüzgarlar oluşur. Bu rüzgarlar, ormanları kökünden sökerek ve binaları yerle bir ederek büyük hasara yol açar. Ayrıca, günümüzde bildiğimiz hava durumu desenleri tamamen alt üst olur. Dünya’nın dönüşü, ısının dağılımında ve hava sistemlerinin gelişiminde kritik bir rol oynar. Dönüş olmadan, gece ve gündüz döngüsü büyük ölçüde değişir; gündüz ile gece arasındaki sıcaklık farkları aşırı hale gelir. Dünya’nın bir yüzü sürekli güneş ışığına maruz kalırken, diğer yüzü karanlıkta kalır ve bu durum sıcaklıkları hızla düşürür.
Dünya’nın ani duruşu, okyanusları da derinden etkiler. Okyanus akıntıları, Dünya’nın dönüşü ve Coriolis etkisi tarafından yönlendirildiğinden, mevcut işleyişlerini kaybeder. Bu durum, suyun merkezkaç kuvvetinin etkisiyle kutuplara doğru akmasına neden olarak devasa gelgit dalgaları oluşturur. Bu tsunamiler, kıyı bölgelerini tamamen yok edebilir ve kıtaların şekillerini değiştirebilir. Ayrıca, Dünya’nın dönüşünü kaybetmesi, gelgit olaylarının sona ermesi anlamına gelir. Gelgitler esas olarak Ay’ın çekim kuvveti ve Dünya’nın dönüşüyle ortaya çıkar. Dönüş olmadığında, gelgitler daha zayıf ve düzensiz hale gelir, bu da deniz ekosistemlerini olumsuz etkiler.
Bu durum, yaşam üzerinde yıkıcı etkilere neden olur. İnsan yaşamı, gezegenin ani duruşunun yarattığı ilk kuvvetle anında tehlikeye girer. İlk yıkımdan sağ kalınsa bile, çevredeki değişiklikler yaşamı tehdit edici hale gelir. Aşırı hava koşulları, atmosferin çökmesi nedeniyle solunabilir havanın kaybı ve tahrip olan altyapı, hayatta kalmayı neredeyse imkansız kılar. Dünya genelindeki ekosistemler çöker. Mevcut iklim ve hava koşullarına uyum sağlamış olan bitkiler ve hayvanlar, sıcaklık ve ışıkta meydana gelen büyük değişimlere dayanamaz. Gıda zinciri bozulur ve kitlesel yok oluşlara yol açar. Ekosistemdeki dengesizlik, en küçük mikroorganizmalardan en büyük memelilere kadar her şeyi etkiler.
Uzun vadede, eğer Dünya dönmeyi bırakır ancak Güneş etrafında dönmeye devam ederse, gezegen nihayetinde yeni ve tamamen farklı bir dengeye yerleşir. Gezegenin bir tarafı sürekli Güneş’e maruz kalırken, bu taraf çorak bir çöle dönüşür; diğer taraf ise ebedi karanlıkta kalır ve bir buz diyarına dönüşür. Bildiğimiz anlamda yaşam sona erer ve yalnızca en ekstrem organizmalar, gezegenin izole bölgelerinde hayatta kalabilir.
Dünya aniden dursaydı ne olurdu sorusu, Dünya’da yaşamın gelişmesine olanak tanıyan hassas dengeyi gözler önüne seriyor. Dünyanın dönüşü, yalnızca gece-gündüz döngüsü için değil, aynı zamanda yaşamı destekleyen çevresel istikrarı korumak için de gereklidir. Bu senaryo tamamen varsayımsal olsa da, Dünya’nın doğal süreçlerinin yaşadığımız dünyayı sürdürülebilir kılmadaki önemini vurgulamaktadır.