PARÇALI BULUTLU
Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, 1-30 Eylül tarihleri arasında kutlanan Dünya Alzheimer Ayı dolayısıyla Alzheimer hastalığına dair önemli bilgiler paylaştı. Dr. Ruşen, Alzheimer hastalığını şu şekilde tanımladı: “Alzheimer hastalığı, bilişsel (kognitif) işlevlerde gerileme, duygusal ve davranışsal değişiklikler, fiziksel ve fonksiyonel bozulmalar ile karakterize edilen dejeneratif bir hastalıktır. Bu hastalık, bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde ciddi bozulmalara yol açarak, önemli fiziksel ve psikolojik yıkımlara neden olmaktadır.”
‘Yaş İlerledikçe Risk Artıyor’
Alzheimer hastalığının yaş ile olan ilişkisini vurgulayan Dr. Ruşen, “65 yaş üzerindeki bireylerde hastalığın görülme sıklığı yüzde 3-11, 85 yaşının üzerindekilerde ise yüzde 20-47 oranlarındadır. Çeşitli çalışmalar, 65 ile 85 yaş aralığında her beş yılda bir hastalığın görülme sıklığının 2 katına çıktığını göstermektedir. Örneğin, 65 yaşındaki bireylerde bu oran yüzde 1 iken, 80’li yaşlarda bu oran yüzde 30’a kadar çıkmaktadır. Yaşın ilerlemesi, Alzheimer riskini artıran en önemli faktördür. Ayrıca, genetik yatkınlık da bireylerin Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını artırmaktadır.”
‘Türkiye’de 400 Bin Alzheimer Hastası Var’
Ülkemizde ve dünyada yaşlı nüfusun hızla arttığını belirten Dr. Ruşen, “Dünya genelinde yaklaşık 44 milyon bunama hastası mevcuttur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında 65 yaş üstü nüfus oranının yüzde 10’un üzerine çıkması beklenmektedir. Bu durum, bunama hastalıklarının sıklığının da artacağı anlamına gelmektedir. Eğer bu trend devam ederse, 2050 yılında dünya genelinde hasta sayısının 135 milyona ulaşması öngörülmektedir. Ülkemizde yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası bulunmaktadır ve her 10 aileden birinde Alzheimer hastası bir akraba bulunmaktadır. Hareketsiz yaşam tarzı ve fast-food beslenme alışkanlıkları, bu artışın en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Kilo artışı ve hareketsizlik, beyin kan akımını olumsuz etkileyerek Alzheimer hastalığı açısından risk oluşturmaktadır.”
‘Yaşlılarda Zihinsel Egzersizle Bunama Yavaşlatılabilir’
Alzheimer hastalığının nedenlerine değinen Dr. Ruşen, şu bilgileri verdi: “Yaş, kadın cinsiyeti, genetik yatkınlık, eğitim düzeyi, kafa travmaları, kardiyovasküler riskler (hipertansiyon, yüksek kolesterol, diyabet), yüksek dozda sigara, alkol ve madde kullanımı, sağlıksız yaşam koşulları, iş kaybı, büyük bir acı deneyimi, depresyon, stres ve beyin damar hastalıkları, Alzheimer için risk faktörleridir. Orta yaş döneminde koruyucu faktörlerin etkisi daha belirginken, risk altındaki yaşlı bireylerde koruyucu önlemlerin etkisi üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen FİNGER adlı çalışmada, 60-77 yaş arasındaki 1260 birey üzerinde yapılan araştırma, beslenme önlemleri, zihinsel egzersizler, sosyal aktiviteler ve kalp sağlığı önlemleri ile bunama riskinin azaltılabileceğini göstermiştir. Böylece düzenli beslenme, sosyal yaşamın aktif tutulması ve zihinsel egzersizlerin Alzheimer’a karşı koruyucu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”
‘Beyin Sağlığının Korunmasında D Vitamininin Önemi’
D vitamini eksikliğinin dünya çapında büyük bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Ruşen, “D vitamini, vücutta birçok önemli fonksiyona sahiptir ve bilişsel işlevlerin korunmasında kritik bir rol oynar. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olarak beyin sağlığını destekler. Araştırmalar, beyin sağlığının korunmasında D vitamininin önemli bir bileşen olduğunu göstermektedir. Yaşlı bireylerde düşük D vitamini seviyeleri, demans ile ilişkili bulunmuştur. Son çalışmalarda, D vitamininin damarsal sağlığı koruma potansiyeli, bu vitamin ile beyin fonksiyonları arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir.”
‘Alabalık ve Somon Alzheimer Riskini Düşürüyor’
Alzheimer hastalığına karşı beslenme önerilerine ilişkin bilgiler veren Dr. Ruşen, “Yüksek kolesterol, kalp damarlarını tıkayarak beyin sağlığını olumsuz etkileyebilir ve Alzheimer riskini artırır. Bu nedenle kalp ve damar dostu Akdeniz tipi beslenme alışkanlıklarına yönelmek önemlidir. Yağlı, tuzlu, kızarmış ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı; zeytinyağı, balık, meyve ve sebze ağırlıklı bir diyet tercih edilmelidir. Özellikle biberiye gibi bitkiler, beyin damarlarını genişleterek unutkanlık gibi hafıza problemlerine iyi gelmektedir. Ginkgo biloba bitkisi de, antioksidan özellikleri sayesinde beyin ve sinir hücrelerinin yapısını koruyarak serbest radikallere karşı vücudu savunur. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan alabalık ve somon, Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmada etkili besinlerdir.”
‘Güncel Tedavilerle Yeni Sinir Hücreleri Oluşturulabiliyor’
Alzheimer hastalığının tedavisinde ilaç tedavisinin yanı sıra hastaların zihinsel kapasitesinin artırılması ve günlük yaşamlarının kolaylaştırılması hedeflenmektedir. Dr. Ruşen, güncel tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Son yıllarda Alzheimer hastalığına yönelik farklı tedavi yöntemleri gündeme gelmiştir. Kullanılan spesifik ultrason dalgası tedavilerinden biri olan Transkranyal Pulse Stimulasyon (TPS) yöntemi, amiloid plaklarını hedeflemekten ziyade beyinde nöroplastisite yani yeni sinir hücrelerinin oluşumunu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Dünyada sadece 170 merkezde uygulanan bu tedavi, Alzheimer hastalığına karşı umut verici bir alternatif sunmaktadır.”