PARÇALI AZ BULUTLU
ASO’nun (Ankara Sanayi Odası) mart ayı meclis toplantıları, 2. ve 3. OSB Müteşebbis Heyeti’nin ortak oturumlarıyla birlikte Oda binasında gerçekleştirildi. Toplantıda, ASO Başkanı Nurettin Ardıç önemli açıklamalarda bulundu.
Ardıç, dünya genelindeki güç dengesinin giderek çok kutuplu bir yapıya dönüşmekte olduğunu vurgulayarak, ABD’nin Avrupa’dan uzaklaşmasının, kıtanın güvenlik anlayışında köklü değişikliklere yol açabileceğine dikkat çekti. Avrupa’da dengelerin hızla değiştiği günümüzde Türkiye’nin kritik bir rol üstlenebileceğini ifade eden Ardıç, şunları söyledi:
“Ülkemizin stratejik önemi, yalnızca coğrafi konumuyla sınırlı değil. Enerji, savunma, ticaret ve diplomasi gibi alanlarda da büyük etki alanına sahibiz. Bu sebeple, küresel güç dengeleri içinde her zaman kritik bir aktör olmaya devam edeceğiz.”
Güvenlik, ticaret, enerji ve göç gibi alanlarda Türkiye’nin stratejik konumunun Avrupa için vazgeçilmez olduğunu belirten Ardıç, Avrupa Birliği’nin, iyi niyet göstergesi olarak uzun zamandır bekleyen vize sorununu çözmesi ve Gümrük Birliği’ni revize etme yolunu açması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin jeopolitik konumunun, Avrupa ve Asya’nın lojistik üssü haline gelebilecek eşsiz bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Ardıç, “Bu potansiyeli gerçekleştirmek için dijital altyapımızı ve ulaştırma ağımızı geliştirmeliyiz. Anadolu sanayisini dış pazarlara bağlayacak liman ve altyapı yatırımlarını hızlandırmalıyız. Yurt içi ve uluslararası lojistik kapasitemizi genişletirken, çevresel etkilerini de göz önüne alarak kesintisiz taşımacılık sistemimizi geliştirmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Ardıç, sürdürülebilir ve dengeli büyüme için yatırım ortamının iyileştirilmesi ile finansmana erişimin kolaylaştırılmasının, Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyeline olumlu yansıyacağını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Üretimin yeniden ivmelenmesi için her zaman belirttiğim gibi rasyonel ekonomik politikalar ve yapısal reformlar artık çok daha önemli. Özel sektör ve kamu işbirliği ile daha güçlü bir sanayi ekosistemi oluşturmamız gerekiyor. Bununla birlikte, özellikle yüksek enflasyon, finansmana erişim zorlukları ve küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar yakından takip edilmelidir. Bu noktada, sanayimizin ihtiyaç duyduğu destek sisteminin etkinliği artırılmalı ve kalıcı çözümler üretilmelidir.”
“Hiç kimsenin ödenen bedellerin boşa gitmesine dayanacak gücü de imkanı da kalmamıştır” diyen Ardıç, en büyük umutlarının 2025 sonrası için yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın artarak ekonominin güçlenmesi olduğunu kaydetti. Güven ortamının tesis edilmesi ve belirsizliklerin ortadan kaldırılmasının ekonominin dengeye gelmesinin temel şartı olduğunu belirten Ardıç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın koordinatörlüğündeki ekonomi yönetimine güvenlerinin tam olduğunu ifade etti.
Uygulanan rasyonel politikalarla enflasyon hedeflerine yaklaşırken, makroekonomik istikrara ulaşma yolunda bir umut ışığının belirdiğini dile getiren Ardıç, son bir hafta içinde yaşanan gelişmelerin ekonomi yönetiminin piyasalardaki hasarı onarma, dalgalanmaları yumuşatma ve güven tesis etme yönünde attığı adımları yakından takip ettiklerini belirtti.
En büyük temennilerinin, uygulanan rasyonel politikalar sonucunda makroekonomik hedeflerine ulaşma yolunda tünelin ucunda gördükleri umut ışığının devam etmesi olduğunu ifade eden Ardıç, toplumun tüm kesimlerinin tatmin olacağı itidalli bir anlayışla son bulmasını beklediklerini vurguladı. “Başta biz sanayiciler olmak üzere hiç kimsenin, ödenen bedellerin boşa gitmesine, her şeyin başa dönmesine dayanacak gücü de imkanı da kalmamıştır. Tek bir vatanımız var ve Ulu Önderimiz Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda ülkemizi parlak bir geleceğe taşımak hepimizin sorumluluğudur.”