Yediğimiz besinler, bağırsak mikrobiyomunu doğrudan etkileyerek bu mikroorganizmaların çeşitliliğini ve dengesini değiştirebilir. Bağırsak mikrobiyal ekosistemi, tükettiğimiz gıdalara bağlı olarak şekillenir ve bu durum, sindirim sağlığımızdan bağışıklık sistemimize kadar birçok önemli faktörü etkileyebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir mikrobiyom için beslenme alışkanlıklarımıza dikkat etmek büyük önem taşır.
Dünyanın en sevilen içeceklerinden biri olan kahvenin, bağırsak mikrobiyal ekosistemi üzerindeki etkileri, yapılan geniş çaplı bir araştırma ile ortaya konmuştur. İtalya’daki Trento Üniversitesi liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, dışkı ve kan analizi sonuçları ile tıbbi veri tabanı analizleri aracılığıyla kahve içenlerin bağırsak mikrobiyomunun özelliklerini inceledi. Araştırmanın bulguları, kahvenin bağırsak mikrobiyomunu nasıl etkilediğini göstermekte ve sonuçlar, uluslararası akademik dergi ‘Nature Microbiology’ de yayınlanmıştır.
Araştırmacıların kahveyi analiz konusu olarak seçmelerinin üç ana nedeni bulunmaktadır:
Araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ta yaşayan 22.800 kişiden ve Kore dahil olmak üzere 25 ülkedeki 211 gruptan 54.200 kişiden tıbbi verileri elde edip analiz etti. Bu verilerle kahve içenlerle içmeyenler arasındaki farkları inceleyen araştırmacılar, her iki grubun dışkılarındaki bağırsak mikrobiyal topluluklarını karşılaştırdı. Sonuç olarak, iki grup arasında belirgin bir fark keşfedildi: Kahve içenlerde Lawsonibacter asaccharolyticus adlı bakterinin popülasyonu, kahve içmeyenlere kıyasla 4,5 ila 8 kat daha yüksek seviyelerdeydi. Bu fark, ikamet edilen bölgeye bakılmaksızın sabit kalmıştı. Ayrıca, nispeten daha fazla kahve içen kişilerde daha fazla mikroorganizma tespit edildi, ancak günde üçten fazla kahve tüketenlerde bu orantılı ilişki geçerli olmadı. Bölgesel farklılıklar da gözlemlendi; bu mikroorganizma, özellikle Batı ülkelerinde çok fazla kahve tüketilen bölgelerde daha yaygınken, Çin veya Hindistan gibi kırsal bölgelerde nadiren tespit edildi.
Araştırmacılar, kahvenin bağırsak mikrobiyomunu nasıl etkilediğini incelemek amacıyla doğrudan bir deney gerçekleştirdi. Kahve, mikroorganizmaların büyümesini etkileyip etkilemediğini görmek için bir test tüpüne yerleştirildiğinde, mikroorganizmaların büyümesinin gerçekten etkilenmiş olduğu doğrulandı. İlginç bir şekilde, kahvenin etkisi hem kafeinli hem de kafeinsiz versiyonlarda aynıydı. Bu durum, kafein dışındaki bileşenlerin mikrobiyal büyümeyi teşvik ettiğini gösteriyor.
Araştırma, kahvenin biyoaktif bileşenlerinin, özellikle kinik asit ve trigonellin gibi maddelerin mikrobiyal büyümeyi uyardığını ortaya koydu. Önceki çalışmalar, kahve tüketiminin metabolik sendrom, obezite ve tip 2 diyabet gibi hastalık risklerini azalttığını göstermişti. Ancak, bu araştırmada bağırsak mikroorganizmalarının sayısındaki artışın, insan vücudu üzerindeki olumlu veya olumsuz etkileri net bir şekilde ortaya konulamadı. Araştırmayı yöneten Profesör Nicola Segata, bu mikroorganizmanın özellikle önemli bir rol oynamadığına dikkat çekti.
Araştırmacılar, bu çalışmanın en büyük katkısının, belirli gıdaların bağırsak mikroorganizmalarının gelişimini etkilediğini doğrulamak olduğunu vurguladılar. Gelecekte bu tür araştırmaların diğer gıdalar için de yapılmasının, özelleştirilmiş diyetlerin tasarlanmasına olanak sağlayabileceğini belirttiler.