Cennet ve cehennem kavramları, insanlık tarihi boyunca çeşitli şekillerde algılanmış ve yorumlanmıştır. Bilim insanları ve arkeologlar, bu kavramları daha somut hale getirmek amacıyla dünya üzerinde beş tane cehennem kapısı belirlemişlerdir. Bu kapılardan biri ise Türkiye’de bulunmaktadır. İşte bu ilginç keşiflerin detayları:
Gehenna: Tarihin Korkunç Yüzü
Yeni Ahit’te “cehennem” olarak geçen Gehenna, Kudüs’ün tarihi surlarının dışındaki Hinnom Vadisi’nden ismini almıştır. Antik İsrailliler, burada çocuklarını Ammon tanrısı Moloch’a kurban ederek çok korkunç ritüeller gerçekleştirmişlerdir. Bu tür uygulamalar, cehennem kavramının Yahudi ve Hristiyan teolojisinde “cehennem ateşi” imgesine ilham vermiştir. Yeni Ahit uzmanı Bart Ehrman’a göre, o dönemde bedenlerin saygısız bir şekilde yakılması, ölümden sonraki en kötü ceza olarak görülüyordu. Gehenna, bu bağlamda “yeryüzündeki cehennem” olarak anılmaya başlamıştır.
Hekla: Cehennemin Dipsiz Kuyusu
Orta Çağ’da, Hekla Yanardağı Hristiyan inancında cehennemin kapılarından biri olarak kabul edilmiştir. Sürekli zirvesini kaplayan “pelerin benzeri” bulutlardan ismini alan Hekla, 1104 yılındaki muazzam patlamasıyla korkuları daha da artırmıştır. Bu patlama o kadar güçlüydü ki, İzlanda’nın yarısı kül ve taşlarla kaplandı. 16. yüzyılda Alman akademisyen Caspar Peucer, Hekla’yı “cehennemin dipsiz kuyusu” olarak tanımlamıştır. Volkanın altında yatan lav akıntıları ve sürekli patlamalar, ona “cehennem çukuru” unvanını kazandırmıştır.
Xibalba: Maya Dünyasının Korkutucu Girişi
Maya teolojisinde “Xibalba” adı verilen cehennemin girişlerinden biri, Belize’deki bir mağarada yer almaktadır. Bu mağara, dört yaşındaki çocuklara kadar birçok insan kurbanının kalıntılarıyla doludur. Kalıntıların bazıları, bir Indiana Jones filminden fırlamış gibi kireçleşmiş durumdadır. Arkeologlara göre bu kurbanlar, Maya İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde yaşanan kuraklıklar sırasında tanrıları yatıştırmak amacıyla sunulmuştur. Xibalba, kan nehirleri ve akreplerle dolu, şeytanların kol gezdiği bir labirent olarak tasvir edilmiştir.
Station Island: Dünyanın Sonu Efsanesi
İrlanda’nın kuzeybatısındaki Station Island, bir zamanlar bilinen dünyanın sonu olarak kabul ediliyordu. Efsaneye göre, İsa bu mağarayı St. Patrick’e göstermiş ve ona Hristiyanlık mesajını yayması için bir uyarı olarak kullanmasını istemiştir. Bu mağarada duman soluyarak ruhsal bir uyanış yaşandığına inanılmaktadır. Bu hikaye, Batı Avrupa’da araf algısını soyut bir kavramdan fiziksel bir yere dönüştürmüştür.
Türkiye’de Cehennem Kapısı: Plüton Kapısı
Antik Yunan’ın kutsal şehirlerinden biri olan Hierapolis, hem fiziksel hem de metaforik anlamda ölümün kapısı olarak kabul edilmiştir. Günümüzde Türkiye sınırları içerisinde, Pamukkale’de yer alan bu şehirdeki “Plüton Kapısı”, hayvan kurbanlarının götürüldüğü bir mağaraya açılmaktadır. Antik filozof Strabon’un anlattıklarına göre, bu mağaradan çıkan zehirli gazlar hayvanları anında öldürmekteydi. 2013 yılında gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda, bu “Satanik tapınağın” gerçekten var olduğu keşfedilmiştir. Mağaranın altındaki termal kaynaklardan çıkan yoğun karbon dioksit gazı, küçük hayvanların ölümüne neden olacak kadar tehlikeli bir durum yaratmaktadır.
News
