2024 Paris Olimpiyat Oyunları kadınlar 66 kg boksta şampiyonluğa ulaşan Cezayirli boksör Imane Khelif, madalyasını boynuna takarak büyük bir başarıya imza attı. Ancak Khelif, bu zaferinin ardından bazı eleştirilerle karşılaştı. Kendisine yöneltilen eleştirilerin kapsamı, sıradan bireylerden ziyade siyasi liderler ve ünlü isimleri de kapsıyor. Bu nedenle, Khelif, avukatı aracılığıyla bazı isimlere “siber zorbalık” davası açma kararı aldı. İddianamede Elon Musk ve ünlü yazar J.K. Rowling’in isimleri geçerken, Donald Trump da kovuşturmanın bir parçası olarak incelenecek.
Fransız Polisi Soruşturma Başlatacak
Fransız polisinin nefret suçları birimi, Imane Khelif’in cinsiyet temelli siber zorbalık suçlamalarını araştıracak. Hafta başında Khelif’in Fransız avukatı Nabil Boudi aracılığıyla Fransa’nın çevrimiçi nefretle mücadele merkezine yaptığı başvuru sonrasında, Paris savcılığı soruşturma açılması talimatı verdi.
Eleştirilerin Arkasında Ünlü İsimler Var
Politico‘dan Elena Giordano‘nun haberine göre, Khelif’in olimpiyatlara katılma uygunluğunun sorgulandığı çevrimiçi platformlarda J.K. Rowling ve Elon Musk gibi isimler de yer alıyor. Avukat Boudi, davada başka kişilerin de adının geçtiğini belirterek, Donald Trump’ın da soruşturmanın bir parçası olabileceğini ifade etti. “Trump da Khelif hakkında bir tweet attı. Tweetten dolayı adı geçsin ya da geçmesin, kovuşturmanın bir parçası olarak incelenecek” şeklinde konuştu.
The Telegraph‘tan Marianka Swain‘e göre, bu mücadele Khelif’in en büyük savaşı. Olimpiyatları saran cinsiyet tartışmasının ortasında kalan Khelif, boks eldivenlerini bir kenara bırakıp hukuk mücadelesi veriyor. Bu durum, 2024 Olimpiyatları’nın en zorlu mücadelesinin yanı sıra, spor adaleti, cinsiyet eşitliği, çevrimiçi zorbalık ve ifade özgürlüğü konularında tutkulu tartışmalara yol açan önemli bir konu haline geldi.
Haksız Fiziksel Avantaj İddiaları
25 yaşındaki Khelif, Cezayirli destekçilerinin coşkusu ve sporcunun doğuştan haksız bir fiziksel avantaja sahip olduğunu düşünenlerin tepkileri arasında geçen hafta kadınlar 66 kg velter sıklet boks şampiyonluğunu kazandı. Khelif, Uluslararası Boks Birliği (IBA) tarafından geçen yılki Dünya Şampiyonası finalinde diskalifiye edildi. IBA, Mayıs 2022 ve Mart 2023’te yapılan “cinsiyet testi” sonuçlarının Khelif’in XY kromozomlarına sahip olduğunu ve dolayısıyla biyolojik olarak erkek olduğunu gösterdiğini açıkladı. Khelif’in, DSD (cinsiyet gelişiminde farklılıklar) adı verilen bir dizi rahatsızlığa sahip olduğu bildiriliyor. DSD’li bireyler, hem yumurtalık hem de testis dokusu ile doğabilirler. Bu durum, 2016 Rio Olimpiyatları’nda 800 metre altın madalya kazanan Güney Afrikalı koşucu Caster Semenya örneğinde olduğu gibi, yüksek testosteron seviyeleri ile ilişkilendirilebilir.
Ancak IBA, küresel boksu yönetme haklarından mahrum bırakıldı. Dolayısıyla, hangi sporcuların Olimpiyatlarda yarışmaya uygun olduğuna karar verme yetkisi Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (IOC) geçmiştir. Khelif’in katılmasına izin veren bu komite, IOC’dir. Tüm bu eleştirilerin gölgesinde, Khelif bazı kadın spor efsanelerini kızdıran bir zafer elde etti. Tenis efsanesi Martina Navratilova, Khelif’in zaferini “bir rezalet” olarak nitelendirdi.
Başarının Düşmanlarıyla Mücadele
Şu anki kritik mücadele, Khelif ile onu eleştirenler arasında geçiyor. Eleştirmenlerine “başarının düşmanları” diyen Khelif, zaferinin bu kişiler sayesinde “özel bir tadı” olduğunu ifade ediyor. Kırmızı köşede, Khelif’in kadın müsabakalarında yarışma hakkını sorgulayan sosyal medya kullanıcıları, mavi köşede ise Khelif duruyor.
Harry Potter yazarı J.K. Rowling, Khelif’in İtalyan rakibi Angela Carini’ye karşı mücadelesinde, Carini’nin gözyaşları içinde müsabakayı bırakmasını “kadınlara yönelik erkek şiddetinin Olimpiyat sporu haline gelmesi” olarak yorumladı ve çiftin bir fotoğrafını paylaşarak, “bir kadın düşmanı, spor kuruluşu tarafından korunduğunu bilen ve kafasına yumruk attığı bir kadının sıkıntısından zevk alan bir erkeğin sırıtışını” eleştirdi. Donald Trump da, aynı mücadeleden bir fotoğraf paylaşarak “Erkekleri kadın sporlarından uzak tutacağım” yazdı. Elon Musk ise, Amerikalı yüzücü Riley Gaines’in “erkeklerin kadın sporlarına ait olmadığını” belirten paylaşımını destekleyerek “Kesinlikle” ifadesini kullandı.
Görüş Belirtmek mi? Tehdit Etmek mi?
Khelif’in avukatı Boudi, Fransız yasalarının savcılığa “tüm insanlara karşı soruşturma yapabilme özgürlüğü” tanıdığını vurguladı ve bu nedenle davada bir milyarder (Elon Musk) ve eski bir ABD başkanını (Donald Trump) işaret etti. Ancak avukat Mark Stephens, bunun pratikte o kadar basit olmadığını belirtiyor:
Stephens, X platformunun (eski adıyla Twitter), Meta (Facebook ve Instagram) kadar sıkı bir denetim uygulamadığını ifade ediyor. Avrupa kıtasında sosyal medya platformlarına karşı doğal bir hoşnutsuzluk bulunduğu gibi, aşırı sağın yükselişi konusunda da hassasiyetler söz konusu.
İlk Adım 2014’te Atıldı
Fransız hükümeti, 2014 yılında çevrimiçi tacize karşı ilk adımını attı. Başka birinin yaşam koşullarını kötüleştirecek şekilde aynı sözleri veya davranışları tekrarlayan herkes, bir yıl hapis ve para cezasına çarptırılabilecekti. Khelif’in avukatlarının davalarını getirdiği çevrimiçi nefret merkezi (PNLH) 2021 yılında kuruldu ve tüm ülke üzerinde yargı yetkisine sahip. Ancak etkisi, çoktan Fransa’nın sınırlarını aştı. 2020’de İslam’ı eleştiren bir video yayınladıktan sonra yaklaşık 50 bin ölüm tehdidi alan genç bir kız, davayı Viyana’da başlatmasına rağmen PNLH’ye götürdü.
Khelif’in motivasyonu, farklılıkların genellikle hoş karşılanmadığı muhafazakar bir Müslüman ülkede yaşamaktan kaynaklanıyor olabilir. Cezayir’de eşcinsellik hala yasadışı ve infaz suçları yaygın. 2019 yılında, öğrenci Assil Belalta, Cezayir Üniversitesi’ndeki yurdunun içinde boğazı kesilmiş ve duvara “o eşcinsel” yazılmış halde bulundu. Khelif’in, çevrimiçi iddialara (yanlış ya da doğru) inanılırsa, yalnızca ulusal hazine statüsünü kaybetmekle kalmayıp, hayatının da tehlikeye girebileceği düşünülmektedir.
Rowling Sonuna Kadar Gitmeye Hazır
Khelif, Fransa’daki davasını kazanarak mahkemede güçlü bir zafer elde edebilir mi? Özellikle Rowling için, bu pek olası görünmüyor. Feminist aktivist ve Telegraph köşe yazarı Suzanne Moore, bu konuda şunları söylüyor: “Rowling’in bir gün geri adım atacağına inanmak, bir yanılgıdır. Bu kadın, ‘geri adım atmanın’ onun için genetik olarak mümkün olmadığına inanıyor. Onu karşısına alan herkesin bunu göz önünde bulundurması gerekiyor. Kadın hakları mücadelesinin ne anlama geldiğini ve ne kadar süreceğini biliyor ve sonuna kadar gitmeye hazır.”
Kimin Ayakta Kalacağı Merak Ediliyor
Sonuç olarak, Rowling bu davada yorum yapmaya ve hedef alınanların haklarını savunmaya devam edebilir. Bu mücadele, her iki tarafın da gayretli savunucuları arasında büyük bir merak uyandırıyor. Khelif’in savunucularından ifade özgürlüğünün ortadan kalkmasından endişelenenlere kadar herkes, bu hayati öneme sahip davanın nasıl sonuçlanacağını ve kimin ayakta kalacağını izlemek için sabırsızlanıyor.