DOLAR 38,4283 0.21%
EURO 43,7055 -0.25%
ALTIN 4.132,390,08
BITCOIN 36038140,65%
İstanbul
12°

KAPALI

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
Çin’in Stratejik Kontrolü ve Ticaret Savaşlarının Türkiye Ekonomisine Etkileri
  • Gazete Köşesi
  • Ekonomi
  • Çin’in Stratejik Kontrolü ve Ticaret Savaşlarının Türkiye Ekonomisine Etkileri

Çin’in Stratejik Kontrolü ve Ticaret Savaşlarının Türkiye Ekonomisine Etkileri

ABONE OL
17 Şubat 2025 00:48
Çin’in Stratejik Kontrolü ve Ticaret Savaşlarının Türkiye Ekonomisine Etkileri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çin’in Stratejik Kontrolü ve Ticaret Savaşları

ABD ve Avrupa ile ticaret gerginliğinin artmasıyla birlikte, Çin, sınırları içinde kritik teknolojiler, mineraller ve yüksek vasıflı mühendisler üzerindeki kontrolünü daha da sıkılaştırmaya yöneldi. Donald Trump döneminde başlayan korumacı ticaret politikaları, Çin’in ihracatına yönelik yüksek gümrük vergilerinin uygulanmasına neden oldu. Bu durum, Çin’i yeni savunma stratejileri geliştirmeye zorladı. Tüm bu gelişmeler, küresel ticaret ortamını daha da parçalı bir hale getirdi. Peki, ticaret ve kur savaşlarının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri nasıl olacak? İşte tüm detaylar…

Türkiye, bu dönemde daha önce hiç olmadığı kadar ekonomik çevikliğe, ihracat yeteneğine, ekosistemini güçlendirecek esnekliğe ve stratejik hamlelere ihtiyaç duymakta. Türkiye’nin de içinde yer aldığı önde gelen gelişmekte olan ülkelerin ihracatçıları, ticaret savaşlarını bir fırsat olarak görse de ciddi tehditlerle karşı karşıya.

ABD mi, Çin mi? Kazanan Kim Olacak?

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gümrük savaşlarının bir kazananı olması pek olası görünmüyor. Uzmanlar, ABD’li tüketicilerin muhtemelen daha fazla ödeme yapacağını, ancak Çin ekonomisinin de oldukça kırılgan olduğunu vurguluyor. Yenilenen ticari gerginlikler, Çin’in emlak sektöründeki çöküş nedeniyle yaşanan durgun GSYH büyümesi ve azalan iç tüketici talebi ile örtüşüyor.

Ticaret Savaşları Arasında Türkiye Parlayabilir

Ticaret savaşları, ekonomik büyümesi büyük ölçüde ihracata dayalı olan Çin gibi ülkelere dezavantajlar getirirken, Çin’in potansiyel pazar kaybı Türkiye için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. İhracata dayalı büyüme stratejisi izleyen bir ülke olarak, Türkiye’nin bu tür bir ticaret savaşından etkilenmesi kaçınılmaz gibi görünse de, Çin gibi küresel bir üretim merkezi haline gelen bir ülkenin ABD ve AB’den dışlanması durumunda, üretimini başka pazarlara kaydırması bekleniyor. Bu durumda, Türkiye gibi ülkeler, daha önce böyle bir rekabetle karşılaşmadıkları pazarlarda Çin ihracatı ile rekabet etme fırsatı bulabilirler.

Küresel Tedarik Zincirinde Kopma Alarmı

Konuyla ilgili TGRT Haber’e konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Bakırtaş, bu tehlikenin boyutlarını şöyle özetliyor: “ABD’nin Çin, Meksika, Kanada gibi ülkelerden ithalat ettiği çelik ve alüminyum gibi ürünlere gümrük vergisi koyması ve bunu Avrupa’ya yayma tehdidi, küresel ticaret savaşlarının fitilini ateşleyecek. ABD’nin gümrük vergilerine karşı bu ülkelerin de misilleme olarak ABD’ye gümrük vergileri koyması, küreselleşen ticaretin sekteye uğrayacağı anlamına geliyor. Bu durum, küresel tedarik zincirlerinde kopmalara ve aksamalara yol açacak. Sonuç olarak, bu durum tüm dünyada, dolayısıyla Türkiye’de de daha pahalı mal ithalatına sebep olacak ve mevcut enflasyona “Trump Enflasyonu”nu ekleyecektir. Bu, ABD’de FED’in faiz indirimlerini geciktirmesine neden olacak ve 2025 yılında faiz indirimini yapmama riski ile karşı karşıya kalacak.

Türkiye için Tehlike Çanları Çalıyor

Diğer yandan, ABD’nin uyguladığı gümrük vergileri, ABD dolarının güçlenmesine yol açacak ve bu durum uluslararası sermaye akışının gelişmekte olan ülkelerden uzaklaşmasına neden olacak. Türkiye’ye döviz cinsinden parasal sermaye girişi, 2025’te faiz indirimlerinin gündemde olduğu bir ortamda oldukça zayıflayacak.

Döviz ve Enflasyon Tehlikesi

Bunun ötesinde, dövizin değer kazanması ve içerdeki yabancıların sahip olduğu dövizlerin yurt dışına yönelmesi gibi bir durum ortaya çıkabilir. Bu nedenle, Türkiye’nin yeniden döviz atakları sürecine girmesi olasılığı oldukça yüksek. Trump’ın gümrük vergilerinin Türkiye ekonomisi üzerindeki bir diğer olumsuz etkisi, güçlenen doların Türkiye dış ticaretindeki ödemelerde kullandığı döviz nedeniyle ortaya çıkacaktır. 2024 yılında Türkiye’de ithalatın %60’ı dolarla gerçekleşirken, buna karşın ihracatın %46’sı dolar üzerinden yapılmaktadır. Bu durum, güçlenen doların Türkiye’de dış ticaret firmalarını olumsuz etkilemesine ve döviz maliyetinin TL cinsinden artmasına neden olacaktır.

Çin Pazarı Türkiye’ye Kayar mı?

Ticaret savaşlarının, Çin’in potansiyel pazar payı kaybını Türkiye’ye kaydırıp kaydırmayacağı sorusuna Bakırtaş şu şekilde yanıt veriyor: “Çin’e uygulanan gümrük vergileri nedeniyle Çin mallarının pahalı hale gelmesi, belirli ABD ithalat taleplerinin Türkiye’ye kayma olasılığını artırabilir gibi görünse de, bu kaymanın gerçekleşme ihtimali oldukça düşük. Çünkü Türkiye’nin rekabetçi olduğu tekstil gibi sektörlerde, Bangladeş, Mısır ve Kuzey Afrika gibi ülkelerin daha yüksek fiyat avantajı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.”


En az 10 karakter gerekli