İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Tutuklanması ve Sonrası
ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı bazı isimlerin tutuklanması sonrası başlayan protestolarla ilgili kapsamlı bir analiz paylaştı. AP, bu tutuklama ve protestoların, Türkiye’nin uluslararası düzlemde merkezi bir ülke haline geldiği bir dönemde gerçekleştiğini vurguladı. ABD’li haber ajansı, İmamoğlu hakkında şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz hafta sabah saatlerinde resmi konutuna yapılan baskınla gözaltına alınan İmamoğlu, pazar günü çıkarıldığı mahkemece rüşvet alma ve ihale yolsuzluğu suçlamalarıyla tutuklandı. İmamoğlu, Türkiye’nin 16 milyonluk nüfusa sahip en büyük kentini yönetiyor ve Erdoğan’dan sonra ülkedeki en tanınmış siyasetçi olarak öne çıkıyor.”
AP’nin görüşlerine başvurduğu analistlere göre, Türkiye’nin uluslararası konumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a en güçlü rakibini herhangi bir yaptırım tehdidi olmadan etkisiz hale getirmek için fırsat sunuyor.
İMAMOĞLU’NUN ‘TUTUKLANMA DENKLEMİ’
New York Üniversitesi Abu Dabi kampüsünden Ortadoğu uzmanı Monica Marks, AP’ye yaptığı açıklamada, “Bu adımı kolaylaştıran özel bir denklem oluştu. Erdoğan’ın uluslararası tepki görmeden bu hamleyi yapabilmesini sağladı” dedi. Marks’a göre, Türkiye’nin uluslararası konumu, İmamoğlu’nun tutuklanmasını mümkün kılan temel faktör oldu. Avrupa Birliği’nin savunma konusunda ABD tarafından yalnız bırakılması, Rusya’nın Ukrayna ve Avrupa’ya karşı olan saldırgan tutumu ve Avrupa içinde göçmen karşıtı siyasi eğilimlerin güçlenmesi, Türkiye’nin kıta için önemini artırdı. Uzmana göre, Türkiye’nin NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması ve gelişmiş savunma sanayisi sayesinde silahlı insansız hava araçları gibi yüksek teknolojili muharebe sistemleri üretmesi, Avrupa’nın sessiz kalmasında büyük bir etken oldu. Ukrayna savaşında hem Moskova hem Kiev’le temas kurarak arabulucu rolü üstlenen Ankara, Suriye’de desteklediği muhalif grupların rejimi devirmesiyle komşu coğrafyada da güç kazanmış durumda. Özellikle Suriyelilerin Avrupa’dan, Türkiye üzerinden Suriye’ye dönebilme ihtimali, Avrupa’yı daha da sessizleştiriyor. Türkiye ayrıca, 2016’da imzalanan anlaşma kapsamında Avrupa’ya yönelik göç akınını engellemeye devam ediyor. Marks’a göre, tüm bu sebepler Avrupa’nın İmamoğlu’nun tutuklanmasına vereceği tepkileri en aza indiriyor.
ASIL ETKEN, İÇ SİYASET
Küresel gelişmelerin yanı sıra AP, Türkiye içindeki siyasi gelişmelere de dikkat çekti. AP’nin analizinde, “İmamoğlu’nun tutuklanmasının zamanlamasını belirleyen esas etken ise iç siyasetteki gelişmelerdi” ifadesi yer aldı. Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen, AP’ye verdiği demeçte, CHP’nin İmamoğlu’nu 2028 cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday göstermeye karar vermesinin süreci tetiklediğini belirtti. Esen, “Erdoğan, İmamoğlu’nun adaylığını geciktirmeyi ya da engellemeyi umuyordu. Ancak CHP ön seçim kararı alınca ve İmamoğlu’nun tek aday olduğu bu yarışta sonucu belli hale gelince, Erdoğan hemen harekete geçmek istedi” dedi. AP’ye göre, tutuklamaları tetikleyen bir diğer iç gelişme ise Kürt seçmenlerin pozisyonu oldu. PKK ile başlatılan yeni barış süreci, bazı gözlemcilere göre DEM Parti çevresinden Erdoğan’a destek sağlama ve Kürt seçmeni CHP’den uzaklaştırma amacını taşıyor. AP, “İmamoğlu, 2019’daki İstanbul zaferinden bu yana Erdoğan’ın 22 yıllık iktidarına karşı en güçlü alternatif olarak görülüyor” ifadesine de yer verdi.
BU ARTIK SON DURAK
AP, İmamoğlu’nun son yıllarda siyasi yasak tehdidi taşıyan çok sayıda davayla karşı karşıya kaldığını da vurguladı. Haber ajansı, geçtiğimiz hafta üniversite diplomasının iptal edilmesini, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’nın önüne konulmuş bir engel olarak yorumladı. Ancak AP’ye konuşan analist Selim Koru, bu tür yargı hamlelerinin İmamoğlu’nu “haksızlığa uğramış, makul bir seçenek olan siyasetçi” gibi göstermekten öteye gitmediğini ifade etti. Koru, yazdığı analizde, “İmamoğlu’nu bir düşman haline getirmeleri gerekiyordu ki kendisine yönetilen suçlamalar halk tarafından ciddiye alınsın. Stratejik hedef açık: 2028 seçimlerinden önce İmamoğlu’nu bertaraf et, CHP’yi zayıflat, sonra birkaç yıl içinde ortamı yatıştır” ifadelerini kullandı. Monica Marks ise bu tutuklamanın anlamını şöyle özetledi: “Bu, Türkiye’nin siyasal treninin ‘tam otoriter yönetim’ istasyonuna varmadan önceki son durağı.”
News
