AÇIK
Gürcistan ziyaretinin ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, mevkidaşı Maka Botchorishvili ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Fidan, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona erdirilmesine yönelik etkin girişimlerde bulunduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savaşın ilk gününden itibaren diplomasiye öncelik verdiğini belirten Fidan, “Türkiye, bölgede güçlü ve önemli bir ülke. Barışın hayata geçirilmesinde, devamlılığında, ateşkesin muhafazasında muhakkak önemli roller oynayacaktır.” dedi.
ABD’deki yönetim değişikliği ile birlikte yeni bir diplomatik dinamiğin oluştuğunu ifade eden Fidan, ilgili taraflar arasında dolaylı görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Türkiye’nin, savaşın durdurulması ve güvenlik garantilerinin sağlanması konularında diplomatik temaslarını sürdürdüğünü dile getirdi.
Fidan, İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumunun barış ve istikrarın önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirterek, “Netanyahu’nun Suriye ile ilgili son söylemleri, İsrail’in barıştan yana olmadığını açıkça göstermektedir. İsrail, güvenliğin tesisi kisvesi altında sürdürdüğü bölgesel yayılmacılığa son vermelidir.” şeklinde konuştu.
Küresel düzeyde barışın sağlanması için tüm krizlere aynı hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini vurgulayan Fidan, bazı ihtilaflara odaklanmanın diğerlerini görmezden gelmek anlamına geldiğini ve bunun hukuka ve insanlık değerlerine aykırı olduğunu ifade etti. Ayrıca, Suriye’de dün tamamlanan Ulusal Diyalog Konferansı’na da değinerek, “Türkiye, Suriye’nin geleceğinin Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiğine inanmaktadır. Bu konferans, Suriye halkının kendi geleceğini şekillendirme çabasının bir parçasıdır.” dedi.
Fidan, siyasi geçiş sürecinin kapsayıcı olması, devlet kurumlarının birlik ve beraberlik anlayışıyla tesis edilmesi ve Suriye halkının ortak bir geleceğe yönelmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin, sürecin ayrılıkçı hareketlere geçit vermeyen bir yaklaşımla sürdürülmesini beklediğini vurguladı. Ayrıca, Suriye’de istikrarın sağlanması için uluslararası toplumun sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekti.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na dair süren diplomatik görüşmelere de değinen Fidan, taraflar arasında bugüne kadar kayda değer bir ilerleme sağlanamadığını söyledi. Türkiye’nin hem stratejik hem de taktik düzeyde temaslarını sürdürdüğünü belirten Fidan, “Şu an tüm aktörler birbiriyle konuşuyor. Ancak önemli olan, savaşın bir ateşkesle durdurulması halinde bunun sürdürülebilir olmasıdır.” dedi.
Fidan, Türkiye’nin diplomatik çabalarının yalnızca bir ateşkes sağlamakla sınırlı olmadığını, olası bir barış anlaşmasının koşullarının şekillendirilmesi için de aktif çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Ayrıca, savaşın ardından barışın korunması için güvenlik garantilerinin oluşturulması gerektiğini dile getirdi. “Muhtemel bir ateşkes anlaşmasının şartları ve devamlılığı nasıl sağlanacak, bu ateşkes bir barış anlaşmasına dönüşebilir mi, dönüşürse hangi şartlarla gerçekleşebilir? Tüm bu konular üzerine yoğun bir temas trafiği yürütüyoruz.” şeklinde konuştu.
Fidan, Türkiye’nin taraflar arasında bir köprü kurma potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, uluslararası toplumun desteğiyle kalıcı barışın sağlanabileceğini ifade etti. Türkiye’nin savaşın çözümünde üstlenebileceği rolün önemine dikkat çeken Fidan, Türkiye’nin barış sürecinde garantörlük gibi kritik görevler üstlenebileceğini belirtti. “Türkiye, hem bölgedeki güçlü konumu hem de taraflarla yürüttüğü diplomatik temaslar sayesinde önemli roller oynayacaktır.” dedi.
Son olarak, Türkiye’nin sadece Ukrayna ve Rusya ile değil, aynı zamanda diğer küresel aktörlerle de müzakereler yürüttüğünü belirten Fidan, bu sürecin uluslararası iş birliği ile ilerlemesi gerektiğini vurguladı.