DOLAR 38,1893 0.22%
EURO 44,0529 1.25%
ALTIN 4.200,483,04
BITCOIN 33620194,81%
İstanbul
19°

AÇIK

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
Hamilelikte Oruç Tutmanın Önemi ve Riskleri

Hamilelikte Oruç Tutmanın Önemi ve Riskleri

ABONE OL
1 Mart 2025 09:24
Hamilelikte Oruç Tutmanın Önemi ve Riskleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hamilelik dönemi, bebeğin beyin gelişimi, kemik sağlığı ve bağışıklık sistemi gibi önemli alanlarda vücudun daha fazla besine ihtiyaç duyduğu kritik bir süreçtir. Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Nur Dokuzeylül Güngör, bu hassas dönemde oruç tutmanın anne ve bebek için gerekli olan bazı temel vitamin ve minerallerin yeterince alınamamasına yol açabileceğini belirtmektedir. Oruç tutmayı düşünen anne adaylarının, doktorlarının onayı ve tavsiyesi doğrultusunda bazı önemli hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir.

İftar ve sahur arasında doğru beslenme şekli, anne adaylarının sağlığı kadar bebeğin sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. İftarda ve sahurda protein alımına dikkat edilmesi, yumurta, peynir, yoğurt, tavuk ve balık gibi gıdaların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Güngör, mideyi yormamak adına iftara hafif bir çorba ile başlanmasını öneriyor. Ayrıca, iftar ile sahur arasında 2-3 litre su tüketiminin de son derece önemli olduğunun altını çizmektedir.

‘Sıvı Kaybı Erken Doğuma Yol Açabilir’

Doç. Dr. Güngör, hamilelik sürecinde oruç tutmanın yaratabileceği riskleri şu şekilde açıklamaktadır: “Oruç tutmanın hamileliğin her döneminde farklı riskleri bulunmaktadır. Özellikle ilk üç ay, bebeğin temel organlarının gelişimi açısından kritik bir dönem olduğundan, burada yaşanacak yetersiz beslenme ve sıvı kaybı doğumsal kusurlar ve gelişimsel gerilik gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Mide bulantıları, kusmalar ve sıvı kaybı bu dönemde sık görülen durumlardır.”

Hamileliğin son üç ayında ise riskler bir nebze azalabilir; ancak yetersiz beslenme ve sıvı kaybı düşük doğum ağırlığı gibi sorunları gündeme getirmektedir. Uzun süre aç kalmanın, bebeğin yeterli besin alımını engelleyebileceğini ve düşük doğum ağırlığı, prematür doğum gibi tehlikeleri beraberinde getirebileceğini vurgulayan Güngör, sıvı kaybının da ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtmektedir. Anne adaylarının baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilerle karşılaşabileceğini ifade eden Güngör, bu durumların göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamaktadır.

‘Protein Açıdan Zengin Gıdalar Sahurda Mutlaka Yer Almalı’

  • Sahurda yulaf ezmesi, tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç gibi tam tahıllar tercih edilmelidir.
  • Protein açısından zengin gıdalara sahurda mutlaka yer verilmelidir; yumurta, peynir, yoğurt, balık ve tavuk bu grupta yer alır.
  • Zeytinyağı, ceviz, badem gibi sağlıklı yağlar da sahurda tüketilmesi önerilen gıdalardır.
  • İftarda hafif bir çorba ile başlanmalı ve sindirimi kolay besleyici çorbalar tercih edilmelidir.
  • İftar yemeğinde tavuk, balık, kırmızı et gibi protein kaynakları yer almalıdır.
  • Meyve ve sebze tüketimi de önemlidir; özellikle C vitamini açısından zengin meyveler tercih edilmelidir.

Doç. Dr. Güngör, iftar sonrası tatlı tüketiminde ağır tatlılardan kaçınılması gerektiğini, bunun yerine ceviz, badem, fındık, kuru kayısı ve kuru üzüm gibi alternatiflerin tercih edilmesini öneriyor. Ayrıca, iftar ve sahur arasında toplamda 2-3 litre su içilmesine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Şekerli içeceklerden kaçınılması gerektiği gibi, çay ve kahve gibi kafein içeren içeceklerin de günde 1-2 fincan ile sınırlı tutulması gerektiğinin altını çizmektedir.

‘Oruç Tutan Anne Adaylarının Gebelik Takibi Daha Sık Olmalı’

Oruç tutan gebelerin düzenli olarak daha sık takip edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Güngör, hamilelikte her 2-4 haftada bir kontrol önerildiğini, bazı durumlarda haftalık takip veya kan testlerinin daha sık yapılabileceğini ifade etmektedir. Hamileliğin ilk üç ayı, bebeğin gelişimi açısından kritik bir dönemdir, bu nedenle kan şekeri takibine ve beslenme düzenine dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Son üç ayda ise özellikle kan basıncı ve fetal hareketler konusunda dikkatli olunması gerektiği belirtilmektedir.

Bu dönemde, anne adaylarının fiziksel aktivitelerini de dikkatli bir şekilde planlamaları önemlidir. İftar sonrası veya sahur öncesi hafif egzersizler, anne ve bebeğin sağlığı için faydalı olabilir. Ancak aşırı yorgunluğa yol açacak zorlayıcı egzersizlerden kesinlikle kaçınılmalıdır.


En az 10 karakter gerekli