Son dönemlerde havacılık endüstrisinde sıkça yaşanan şiddetli türbülans olayları, hem havayolu şirketleri hem de yolcular arasında kaygı yaratmaktadır. Bu tür olaylar, yolcular için oldukça rahatsız edici bir deneyim sunarken, havacılık uzmanları durumu dikkatle izlemektedir. Yapılan araştırmalar, şiddetli türbülansların sıklığının son yıllarda iki katına çıktığını göstermektedir.
Peki, türbülanslar neden bu kadar artıyor? Havacılık uzmanları ve meteorologlar, bu durumun temel nedeninin küresel ısınma ve iklim değişikliği olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle yüksek irtifalarda meydana gelen jet akımlarındaki dalgalanmalar, uçakların beklenmedik türbülanslarla karşılaşmasına yol açmaktadır. Bu durum, uçak yolculuklarını her zamankinden daha stresli bir hale getirirken, yolcuların güvenliğini de tehdit etmektedir.
Türbülans anında yolcuların zarar görmemesi için emniyet kemerlerinin takılması ve etrafta ağır eşyaların bulundurulmaması büyük önem taşımaktadır. Pilotlar, türbülansın doğası gereği tahmin edilemez olduğunu belirterek, yolcuların her zaman kemerlerini bağlı tutmalarını tavsiye etmektedir.
Son günlerde uçaklarda yaşanan şiddetli türbülans olayları, sıkça gündeme gelmektedir. Örneğin, geçtiğimiz aylarda Singapur Havayolları’na ait bir Boeing 777-300 tipi uçak, 211 yolcu ve 18 mürettebatla birlikte Mayıs ayında şiddetli bir türbülansa girmiş ve bu olay sonucunda bir yolcu hayatını kaybetmiştir. Bugün de Türk Hava Yolları’na ait bir uçakta türbülans nedeniyle 6 kişi yaralanmıştır.
Sık sık uçak seyahati yapanlar, uçağın türbülansa girmesiyle ani sarsıntılar yaşayacaklarını bilirler. Türbülans, uçağı sarsabilir ve yükseklikte ani değişikliklere yol açabilir. Uzmanlar, türbülansın büyük bir kısmının yukarı ve aşağı yönlü rüzgarların etkili olduğu bulutlarda meydana geldiğini belirtmektedir. Bu türbülanslar genellikle hafif sarsıntılarla sınırlı kalsa da, büyük fırtına bulutları olan kümülonimbuslarda hava akımları daha karmaşık ve düzensiz hale geldiğinde orta veya şiddetli türbülanslar oluşabilmektedir.
Ayrıca, “açık hava türbülansı” olarak adlandırılan, bulutsuz alanlarda meydana gelen ve bu nedenle görünmeyen bir türbülans çeşidi de bulunmaktadır. Bu türbülans, tespit edilmesinin zorluğu nedeniyle daha tehlikeli olabilir. Genellikle 12.000 ila 18.000 metre yüksekliklerde, hızlı hareket eden “hava nehirleri” olarak tanımlanan jet akımlarının çevresinde oluşur. Jet akımları, batıdan doğuya doğru dar bir şerit halinde akan güçlü rüzgarlardır ve bu jet akımlarıyla çevresindeki hava arasında saatte 160 km’ye kadar hız farkları oluşabilir. Jet akımlarının sürtünmesi de türbülansa neden olmaktadır. Bu akımların sürekli var olup yer değiştirmesi, türbülanslardan kaçınmayı daha da zorlaştırmaktadır.
Küresel ısınma, troposferin dünya genelinde hızlı bir şekilde ısınmasını ifade eder. Troposfer, atmosferin yüzeye en yakın katmanı olup, içinde yaşadığımız katmandır. Atmosferin birkaç katmanı bulunmaktadır; troposferin üzerinde ise stratosfer yer almaktadır. Sera gazlarındaki artış, normalde stratosfere yayılan ısının troposferde hapsolmasına neden olmaktadır. Bu durum, stratosferin troposferin ısınmasıyla benzer bir oranda soğumasına yol açar. Sonuç olarak, atmosferdeki dikey sıcaklık farkı güçlenir. Daha güçlü bir dikey sıcaklık farkı, jet akımlarının daha kaotik hale gelmesine neden olmaktadır. Jet akımları güçlendikçe, daha düzensiz ve istikrarsız hale gelir ve “açık hava türbülansı” (CAT) olaylarının sıklığı artmaktadır.