DOLAR 38,2769 0.03%
EURO 43,5184 -0.43%
ALTIN 4.035,71-2,63
BITCOIN 35644643,04%
İstanbul
15°

AÇIK

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
IMF Heyetinin Türkiye Ziyareti ve Ekonomik Değerlendirmeler

IMF Heyetinin Türkiye Ziyareti ve Ekonomik Değerlendirmeler

ABONE OL
28 Ağustos 2024 22:36
IMF Heyetinin Türkiye Ziyareti ve Ekonomik Değerlendirmeler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uluslararası Para Fonu (IMF) Heyetinin Türkiye Ziyareti

Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti, James Walsh liderliğinde 29 Mayıs-11 Haziran tarihleri arasında 4. madde istişarelerini gerçekleştirmek amacıyla Türkiye’yi ziyaret etti. Bu ziyaretin ardından, 19-20 Ağustos tarihlerinde sanal bir takip görüşmesi düzenlendi. Walsh, bu görüşmelerin ardından Türkiye ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Açıklamada, Türkiye’nin ekonomik politikasında geçen yılın ortalarından bu yana yaşanan dönüşümün, genel politika karışımını sıkılaştırarak kriz risklerini önemli ölçüde azalttığı ve güven ortamını artırdığı vurgulandı.

Uluslararası Rezervler

Açıklamada, cari açığın bu yılın ilk çeyreğinde Gayrisafi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) yüzde 2,7’sine düştüğü belirtildi. Ayrıca, piyasa duyarlılığının iyileşmesiyle birlikte uluslararası rezervlerin, takaslar ve diğer yükümlülükler düşüldükten sonra nisandan bu yana 91 milyar dolar artış gösterdiği ifade edildi. Bunun yanı sıra, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve CDS risk priminin de 2023 ortasından bu yana yaklaşık 440 baz puan gerilemesi dikkat çekti.

Manşet enflasyonunun yaz aylarında azalmaya başladığı ancak yine de yüksek seviyelerde seyrettiği kaydedildi. Finansal ve kurumsal sektörlerin, politika sıkılaştırmasını herhangi bir belirgin stres yaşamadan atlatması da önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.

Ekonomik Büyümede Azalma Beklentisi

Açıklamada, IMF personelinin, yetkililerin duyurduğu politikaların etkisiyle hem GSYH büyümesinin hem de enflasyonun bu yıl ve gelecek yıl düşmesini beklediği belirtildi. Sıkı para ve gelir politikalarının iç talebi baskılayarak 2024 büyümesini yaklaşık yüzde 3,4 seviyesine çekeceği ifade edildi. Ayrıca, enflasyonun yıl sonunda yüzde 43 seviyesinde olacağı öngörüldü.

Cari açığın GSYH’nin yüzde 2,2’sine düşeceği öngörülürken, 2025’te mali politikanın daraltıcı hale gelmesi ve reel politika oranlarının pozitif kalması beklentisi ile büyümenin yüzde 2,7’ye, enflasyonun ise yaklaşık yüzde 24’e gerileceği kaydedildi. Orta vadede enflasyondaki daha fazla düşüşün güveni artıracağı ve büyümenin yüzde 3,5-4 potansiyeline geri döneceği vurgulandı. İhracat büyümesinin cari açığı yüzde 2 civarında tutacağı ve uluslararası rezervlerin IMF’nin rezerv yeterlilik ölçütünün yüzde 100’ünün üzerinde kalacağı da ifade edildi.

Ayrıca, otoritelerin enflasyonla mücadeleye yönelik kademeli yaklaşımının büyüme üzerindeki etkisini sınırlamayı amaçladığı ancak bu durumun bazı aşağı yönlü riskler taşıdığı belirtilmektedir. Küresel enerji fiyatlarındaki artış, Orta Doğu’daki çatışmalar veya Ukrayna’daki savaş gibi jeopolitik gerginlikler ve sermaye akışlarının tersine dönmesi gibi unsurlar, enflasyon üzerinde olumsuz etkilere yol açabilecek riskler arasında sayıldı. Enflasyon beklentilerinin daha hızlı bir şekilde yeniden sabitlenmesinin bu riskleri azaltacağı vurgulandı.

Mali Konsolidasyon Vurgusu

Açıklamada, “Mali politikaya odaklanan daha sıkı bir politika karışımı, riskleri azaltacak ve enflasyonu daha hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde düşürecektir.” ifadesine yer verildi. Enflasyonu düşürmek adına daha kapsamlı bir mali konsolidasyona ihtiyaç duyulduğu da dikkat çekilerek, vergi harcamalarının rasyonalize edilmesi ve vergi tabanının genişletilmesinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilebileceği belirtildi. Ayrıca, temel olmayan sermaye projelerine yapılacak harcamaların sınırlanmasının da bu süreçte yardımcı olacağı ifade edildi. Türkiye’nin kamu borcunun sürdürülebilir olduğu vurgulandı.

Ek Sıkılaştırma Gerekebilir

Açıklamada, “Sıkı para politikası duruşunun, manşet enflasyon ve enflasyon beklentileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) tahmin aralığına düşene kadar sürdürülmesi gerekecektir.” ifadesine yer verildi. Enflasyon beklentilerinin düşmeye devam etmesi durumunda finansal koşulların sıkılaşacağı ancak sıralı enflasyon 2025 sonu hedef aralığıyla uyumlu bir şekilde düşmezse ek sıkılaştırma önlemlerinin gerekebileceği bildirildi.

Ayrıca, hala yüksek olan enflasyon ataletinin ele alınması gerektiğine işaret edilerek, fiyatları, ücretleri ve kira gibi diğer sözleşmeleri yıllık olarak ve ileriye dönük enflasyona göre belirlemenin önemine vurgu yapıldı. Bu yaklaşımın, beklentileri sıfırlamak ve rekabet gücünü korumak açısından kritik olduğu ifade edildi.

Finansal istikrarın sürdürülmesinin sürekli dikkat ve daha fazla reform gerektireceği belirtilerek, makro ihtiyati politikaların sistemik riskleri sınırlamaya odaklanması gerektiği ifade edildi. Politika çerçevelerinin güçlendirilmesi, KOBİ’lere yönelik engellerin kaldırılması, iş gücü piyasasının işleyişinin iyileştirilmesi ve yeşil geçişin hızlandırılması gibi unsurların orta vadeli büyümeyi artıracağı kaydedildi. Walsh, Türkiye’nin haziran ayında Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) “Gri listesinden” çıkarılmasının da memnuniyet verici bir gelişme olduğunu vurguladı.


En az 10 karakter gerekli