Birleşik Krallık’ın yeni lideri Başbakan Keir Starmer, yapılan genel seçimler sonucunda partisinin zaferiyle göreve geldi. Ancak, İşçi Partisi’nin son vergi politikaları, orta sınıfa karşı acımasız bir savaş açmış durumda. The Telegraph’ın Kıdemli Editörü Allister Heath, bu durumu derinlemesine analiz ederken, hükümetin uygulamaya koyduğu bütçe planının İngiltere tarihindeki en büyük başarısızlıklardan birine sahne olabileceği görüşünü dile getiriyor.
SERVETE KARŞI SOSYALİST SAVAŞ
Britanya’nın hızla gerilemesi, ülkede baskın olan kayırmacılık, kindarlık ve ekonomik cehalet psikolojisi üzerine inşa edilmiş bir yapının sonucudur. Kabinenin harcama taahhütlerinin maliyetleri hesaplandığında, daha fazla vergi artışına dair “hiçbir planı” olmadığına yemin eden İşçi Partisi, şimdi özellikle “en geniş omuzlara” sahip olanlar için “acı verici” artışların geleceği konusunda uyarıyor. Heath, partinin durumunu şu sözlerle özetliyor:
Ne yazık ki Starmer yüzünden İngiltere, çözümsüz bir yola girdi ve her şeyin sonuna gelindi. Hayat, Sol’un “zenginler” olarak tanımladığı ancak genellikle sınıfsal kategorize edilmesi daha doğru olan bireyler için giderek daha da zorlaşmakta. Bu kişiler, genellikle ipoteklerini ödemekte, çocuk bakımı masraflarını karşılamakta ve emeklilik için birikim yapmaya çalışmakta zorlanan orta sınıf temsilcileridir. İşçi Partisi’nin planladığı türden bir gasp için seçilen ve birbirleriyle örtüşen beş grup bulunmaktadır:
Eski Başbakan Gordon Brown’ın ilk Bütçesinde emeklilik fonlarına yaptığı baskı, bir şansölyenin aldığı en yıkıcı kararlardan biri olarak değerlendirilmektedir. Emeklilik fonlarının İngiltere şirketlerinden elde ettiği temettüler üzerinden kaldırılan %20 vergi kredisi, getirileri ciddi şekilde düşürdü, emeklilik planlarını baltaladı ve birçok öngörülemeyen felaketi tetikledi. Ülkemizde vergi kanunundaki son büyük “açık”, çalışan ve işveren emeklilik katkıları üzerindeki vergi indirimi ile yıllık 66 milyar sterlin değerindedir; bunun yalnızca üçte biri (22 milyar £) ödenen emeklilik maaşlarından alınan vergiyle telafi edilmektedir. Vergi indiriminin yaklaşık %53’ü, gelir vergisi ödeyenlerin en üstteki beşte birine gitmektedir ki bu durum Fabianlar için oldukça adaletsizdir.
Politikayla planlanan:
Şimdilik öngörülebilir sonuçlar:
Bu ve benzeri öneriler, ekonominin temel taşı olan Britanya’nın vergi mükellefleri için bir felaket anlamına gelecektir. Neden Britanya’da kalmakla uğraşsınlar ki? İşte bu nedenle plan kısmen geri çekildi, ancak Fabian planı tabuta çakılan son çivi olacak. Vergi mükelleflerinin en üstteki beşte biri, Reeves’in sermaye kazançları vergisini artırma, belki de oranı gelir vergisine göre ayarlama ve ayrıca miras vergisinin kapsamını genişletme kararının yükünü de taşıyacak. Gelirleri biraz daha yüksek olanlar, Reeves’in özel okullara karşı sınıf savaşından zaten darbe almış durumda; ayrıca birçok profesyonel, yani farklı ülkelerden İngiltere’ye gelen yerleşik olmayan çalışanlar Londra’yı terk ettikçe ülkedeki ekonomik fırsatların azalacağını görecektir.
EMEKLİLER YİNE DARBE ALABİLİR
Kış yakıt ödeneğinin kaldırılmasıyla sarsılan emekliler, yeni bir darbe ile karşı karşıya kalabilir… Kıdemli Editör Allister Heath, ‘Hazine hala çalışan emeklilerin Ulusal Sigorta Katkılarını ödemesini isterdi’ diyerek kaleme aldığı analizinde şu endişesini dile getiriyor: Belediye vergisinin yeniden değerlendirilmesiyle milyonlarca aileye daha yüksek faturalar gönderilmeye başlanabilir. Belki de damga vergileri, evler üzerine orantılı, yıllık bir vergi ile değiştirilerek bir mülk serveti vergisine dönüştürülebilir. Sonuç olarak, tüm bu gelişmelerin yüz binlerce varlıklı ama nakit açısından sıkıntı çeken ev sahibini evlerini satmaya zorlamasından endişe ediyorum.