+972 dergisi, İsrail’in gözaltı merkezlerinde yaşanan işkence ve insan hakları ihlallerini kapsamlı bir şekilde inceleyerek kamuoyuna duyurdu. Dergi, İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan ve işkencelerden sonra serbest bırakılan 19 Filistinli ile yapılan görüşmeler aracılığıyla, bu merkezlerde neler yaşandığını gözler önüne serdi.
Günler Süren İşkence
42 yaşındaki Rami, Şubat ayında Gazze’deki El Şifa Hastanesi’nde İsrail ordusu tarafından gözaltına alındı ve Sde Teiman’daki gözaltı merkezine götürüldü. Orada maruz kaldığı kötü muamele kısa sürdü çünkü başka bir yere nakledildi. “Beni Gazze’ye geri gönderdiklerini düşündüm, ama sonra kendimi başka bir hapishanede buldum,” dedi.
Rami, kilometrelerce uzaktaki Ofer Kampı’na götürülmüştü. Kudüs ile Ramallah arasında bulunan bu askeri üs, İsrail’in Gazze’de gözaltına aldığı kişileri tutmak için özel olarak inşa edilmiş bir tesis içeriyor. Ofer’de yaşadığı deneyimleri tek bir cümleyle özetleyen Rami, “Ağır işkence gördüm,” dedi. Rami, “Şafaktan gece yarısına kadar ellerimiz bağlı halde diz çökmeye zorlandık. Gardiyanlar bizi her fırsatta dövdü. Her iki günde bir elektrik vererek işkence uyguladılar,” sözleriyle yaşadığı durumu anlattı. Rami, bu tür muamelenin olağan bir durum olduğunu vurguladı. “Ofer’deki tüm tutuklular işkence gördü, dövüldü ve aşağılandı. Hepimiz günde sadece bir kez yemek aldık,” diye ekledi.
Bir diğer mahkum ise, gardiyanların keyfi olarak şiddet uyguladığını belirtti. “Her koridordan geçtiklerinde yere yüzüstü yatmamız gerekiyor. Uymazsak, cezalandırılıyoruz ve dövülüyoruz,” dedi.
Darp Edilerek Öldürülenler
Mart ayının sonunda, Rami herhangi bir suçlama yöneltilmeden Gazze’ye geri gönderildi. İşkence gören Filistinleri savunan Avukat Nadine Abu Arafi, Sde Teiman’daki koşulların Ofer’de de “benzer, hatta bazı durumlarda birebir aynı” olduğunu ifade etti. Tutuklular, 24 saat boyunca kelepçeli kaldıklarını ve yalnızca haftada bir kısa süreliğine duş izni verildiğini aktardı. Yemek yerken, uyurken ve tuvalete giderken bile kelepçeli olduklarını belirttiler. Gardiyanlar tarafından düzenli olarak dövüldüklerini ve bazı durumlarda ölümle sonuçlanan dayaklara maruz kaldıklarını anlattılar.
Rafik adında bir tutuklu, “Birlikte gözaltında olduğumuz genç bir adam, darp edilerek öldürüldü,” dedi. Rafik, “Başına vurulduktan hemen sonra öldü. Gözaltında 43 kilo verdim,” diye ekledi. Ayrıca, serbest bırakıldıktan sonra ellerinin felç olduğunu ve ağır psikiyatrik ilaçlar kullanmak zorunda kaldığını belirtti.
1.772 Kişi O Tesislerde
Mayıs ayında, Sde Teiman’da yaşanan insan hakları ihlallerinin ortaya çıkmasının ardından, beş İsrailli insan hakları örgütü Yüksek Mahkeme’ye başvurarak gözaltı koşullarının yasaları ihlal ettiğini savundu. Mahkeme, Eylül ayında bu koşulların yasalara uygun olmadığını ve düzeltilmesi gerektiği yönünde bir karar verdi. Ancak Sde Teiman’ın kapatılması yönünde bir emir vermedi. Abu Arafi, “Ofer’de tutulan tutukluların tanıklıkları, devletin mahkeme kararını göz ardı ettiğini gösteriyor,” dedi.
Gazze’den gelen tutuklular, İsrail tarafından “yasa dışı militan” olarak sınıflandırılıyor. Hamas üyesi olmayan kişiler de bu sınıflandırmayla yargı sürecinden geçiyor. Hükümlerin verilmesi genellikle dakikalar sürüyor. Genellikle Zoom üzerinden gerçekleştirilen üç dakikalık duruşmalarda, tutuklular “terörizmi desteklemekle” suçlanıyor ve gözaltı süreleri altı ay uzatılıyor. Sadece bu yıl, 1.772 Filistinli bu şekilde işkence merkezlerinde tutuldu. İsrail ordusundan bir sözcü, Ofer Kampı’nda tutulanların yargı sürecinden geçtiğini belirtti. Sözcü, “Sistematik şiddet ve işkence iddialarını reddediyoruz. Bu tür uygulamalar yasaya ve IDF emirlerine aykırıdır,” dedi.