İsrail’in Türkiye’ye Yönelik Askeri Stratejileri
İsrail hükümeti, ulusal güvenliğini sağlamak amacıyla kurduğu Nagel Komitesi aracılığıyla, Türkiye ile olası bir çatışmaya hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Komitenin son raporu, İsrail’in Türkiye’ye karşı duyduğu endişeleri açıkça ortaya koyuyor.
‘SURİYE’DEN GELEN TÜRKİYE TEHDİDİ’
Netanyahu hükümeti tarafından oluşturulan bu komite, Türkiye’yi ‘yayılmacı bir güç’ olarak değerlendirmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun etkilerini yeniden tesis etme hedefinin, İsrail ile gerilimi artırabileceğine dikkat çekmiştir. Raporda, “Türkiye’nin Osmanlı dönemi etkisini yeniden tesis etme hedefinin, İsrail ile gerilimi artırabilir ve bu durum bir çatışmaya dönüşebilir” ifadesi yer almaktadır.
Nagel raporu, Suriye geçici hükümeti ile Şam’da kontrolü ele geçiren HTŞ’ye bağlı grupların “Türkiye ile iş birliği yaparak İsrail için bir tehdit oluşturabileceğini” belirtmektedir. “Bu durum, İsrail’in güvenliği için yeni ve güçlü bir tehdit oluşturabilir” denilmektedir. Ayrıca, “Suriye’den gelen tehdit, İran tehdidinden bile daha tehlikeli bir hale dönüşebilir” ifadesi, rapordaki önemli noktalar arasında öne çıkmaktadır.
Komite, “Türkiye’nin desteklediği güçlerin vekil aktörler olarak hareket edebileceğini ve bu durumun bölgesel istikrarsızlığı artırabileceğini” de rapora eklemiştir. Türkiye’nin, yeni Suriye’nin altyapısının onarılmasına verdiği destek, rejimin değişmesinin ardından Suriye’de 300’den fazla hava saldırısı gerçekleştiren ve Suriye’nin güneyinde büyük alanları işgal eden İsrail’i rahatsız eden bir durum olarak kaydedilmiştir.
TÜRKİYE’YE KARŞI ÜRDÜN’ÜN İŞGALİ Mİ?
Nagel Komitesi, geçtiğimiz Pazartesi günü Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e Türkiye’ye karşı askeri hazırlık önerileri sunmuştur. Bu önerilerin başında, İsrail’in Demir Kubbe ve Davut Sapanı gibi hava savunma sistemlerini güçlendirmek yer almaktadır.
- F-15 gibi modern savaş uçaklarının alınması
- Daha fazla uçak yakıtı stoğu oluşturulması
Ancak raporda dikkat çeken bir diğer unsur, Ürdün ile ilgili detaylar olmuştur. Stratejik cevapların arasında, Ürdün Vadisi boyunca tahkim edilmiş bir güvenlik bariyeri inşa edilmesi önerilmektedir. Ürdün ile yaşanabilecek olası diplomatik krizlerin sonuçlarının ise önemsiz olduğu ifade edilmiştir.
News
