İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Avdagiç, aylık ortalama enflasyonun, kısa vadede yüzde 1-1,5 aralığında tutulması gereken bir döneme girildiğini vurguladı. Bu bağlamda, “Önümüzdeki dönemin kısa ve orta vadeli hedefleri göz önüne alındığında, özel sektörün yanı sıra kamu iradesiyle belirlenen fiyat artışlarının da ana trendle uyumlu olması gerekiyor” dedi.
Avdagiç, İTO’dan yapılan yazılı açıklamada, dezenflasyon sürecinin kritik bir aşamasına gelindiğini belirterek, enflasyonda kayda değer bir yavaşlama yaşandığını ifade etti. Aylık enflasyonun ana trendindeki yavaşlamanın önemli olduğunu kaydeden Avdagiç, “Yeni süreçte, kamu iradesiyle belirlenen fiyatların enflasyonun seyri üzerinde daha belirleyici olacağına inanıyoruz. Önümüzdeki aylarda yıllık enflasyonda 8-9 puanlık düşüşler değil, daha düşük oranlı inişler göreceğiz.” şeklinde yorum yaptı.
Avdagiç, “Aylık ortalama enflasyonu artık kısa vade için yüzde 1-1,5 aralığında tutmamız gereken bir döneme giriyoruz. Bu yüzden, önümüzdeki dönemin kısa ve orta vadeli hedefleri göz önüne alındığında, özel sektörün yanı sıra kamu iradesiyle belirlenen fiyat artışlarının da ana trendle uyumlu olması gerekiyor. Beklenti ve talebimiz, dezenflasyon sürecinde karşılaştığımız zorlukların, enflasyonla mücadelede elde edeceğimiz başarıya değmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Şekib Avdagiç, geçtiğimiz hafta açıklanan Orta Vadeli Program’daki (OVP) hedeflerin gerçekleştirilmesinde kur politikasının gerçekçi olmasının önemine değindi. 2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülse de, 2024 için belirlenen kurun, ihracatçıyı ve ihracata yönelik sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edeceğini kaydetti. “Kur aleyhine açılan makastan kaynaklı sıkıntıların bu yıl boyunca ve 2025-2026 ile 2027’de de devam edeceğini görüyoruz. Ayrıca, ithalat talebinin artışına yol açabilecek bu durum, cari denge üzerinde ek riskler oluşturabilir. Buna azami dikkat göstermek zorundayız.” dedi.
İTO Başkanı Avdagiç, “İhracata dayalı büyüme trendinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için kur ve enflasyon arasında zayıflayan korelasyonun sağlanması en acil beklentimizdir.” ifadesini kullandı. Ekonomik dengelenmede, reel sektörün ve KOBİ’lerin sağlığının korunması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
Avdagiç, enflasyonla mücadele sürecinde üretim yapısının korunması ve güçlendirilmesinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti. “Yüksek enflasyonun arz açığı kaynaklı olduğunu kabul ederek, üretim açığının daha fazla artmasına müsaade edemeyiz. Dünya piyasalarıyla entegre olmuş Türkiye ekonomisinin üretim kaybına tahammül lüksü yok. Üretim, aynı zamanda ihracat ve döviz geliri olduğu gerçeği, sıkı para politikasında da dikkatli bir denge gerektiriyor.” dedi.
Türkiye ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde, 2023 yılının aynı dönemine göre %2,5 büyüdüğünü hatırlatan Avdagiç, büyüme verilerinde dikkat çeken noktaların olduğunu belirtti. “Dezenflasyon programının hedefleri doğrultusunda tüketimin sert şekilde daralmış olması bir endişe kaynağıdır. Sanayide ve yatırım harcamalarındaki daralma, üzerinde durulması gereken önemli göstergelerdir. Bu yılın ilk çeyreğinde güçlü bir görünüm sergileyen yatırım harcamaları, ikinci çeyrekte makine ve teçhizat yatırımlarındaki %5,6 daralma ile büyümeye 0,1 puan gibi oldukça düşük bir katkı sağladı.” şeklinde konuştu.
Avdagiç, “Dolayısıyla yatırımlarda ivme kaybı ve özellikle makine ve teçhizat yatırımları dikkatle takip edilmelidir. Türkiye, hiçbir şart altında büyüme dinamiklerinden feragat etmemelidir.” diyerek uyarıda bulundu.
İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek itibarıyla 1,2 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmasının önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, ikinci çeyrek net ihracatın büyümeye 1,3 puan pozitif katkı vermesini olumlu bulduğunu kaydetti. Avdagiç, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının artmasının da gelir dağılımındaki iyileşme adına önemli olduğunu ifade etti.
Küresel ekonomideki gelişmelerin Türkiye’ye etkilerine de değinen Avdagiç, “Dünyada enflasyonda düşüş eğiliminin sürdüğünü ve Batı ekonomilerinde faiz oranlarının aşağı yönlü bir seyir izlediğini görüyoruz. Bu gelişmeler, hem dünyada faiz oranlarının düşmesinin hem de Türkiye’nin ana ihracat pazarlarında ekonomik aktivitenin iyileşmesinin, uygun maliyetli dış kaynak girişinde ve ihracatımız üzerinde olumlu etkiler yaratmasını bekliyoruz.” dedi.
Son olarak, Avdagiç, “Bu fırsat alanlarını kalıcı olarak değerlendirmeli ve kazanç hanesine yazmalıyız.” ifadesiyle konuşmasını sonlandırdı.