DOLAR 38,2789 0.03%
EURO 43,6536 -0.16%
ALTIN 4.083,41-1,85
BITCOIN 35811306,03%
İstanbul
15°

AZ BULUTLU

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
Kış Aylarında Bitki Çayları ile Doğal Korunma Yöntemleri

Kış Aylarında Bitki Çayları ile Doğal Korunma Yöntemleri

ABONE OL
31 Aralık 2024 01:36
Kış Aylarında Bitki Çayları ile Doğal Korunma Yöntemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kış Aylarında Doğal Korunma Yöntemleri

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte, soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi hastalıklar sıklıkla ortaya çıkıyor. Bu hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenler, genellikle bitki çaylarına yöneliyor. En çok tercih edilen bitki çayları arasında ıhlamur, ada çayı, rezene, yeşil çay, biberiye, zencefil, zerdeçal ve tarçın yer alıyor. Ancak bu bitkilerin nasıl ve hangi oranlarda tüketilmesi gerektiği de oldukça önemli.

NEÜ Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Durmuş Ali Aslanlar, günde iki fincandan fazla bitki çayı içilmemesi gerektiğini vurguladı. Aslanlar, “Geleneksel olarak insanlar bitkisel çayları, özellikle hastalıklardan korunmak amacıyla tüketiyor. Bu çaylara en çok kış aylarında ilgi gösteriliyor. Örneğin; ıhlamur, ada çayı, nane, kekik ve melisa çayları gibi birçok çeşit mevcut. Bu çaylar, demlenerek veya kaynatılarak hazırlanabilir. Hangi çayın demlenmesi ya da kaynatılması gerektiği oldukça önemli. Eğer bir çayı demlemek gerekiyorken kaynatırsanız, o çayın etkileri azalabilir. Bu noktaya dikkat etmek gerekiyor. Bitkisel çayları genelde yemeklerden birkaç saat önce veya birkaç saat sonra tüketmeliyiz. Mide rahatsızlığı veya sindirim sistemi problemi yaşayanlar, yemeklerden hemen sonra çayları içebilir. Eğer bu çayları uyku için kullanıyorsak, yatmadan birkaç saat önce tüketmek daha uygun olacaktır. Günde iki fincandan fazla bitki çayı içmemek gerekiyor. Belki üçüncü fincanı düşünebiliriz, ancak üçüncü fincandan sonra kesinlikle devam edilmemelidir,” diye belirtti.

‘Doğallık Yanıltmasından Kaçınmalıyız’

Dr. Aslanlar, “Birçok insan, bu çayların doğal olduğu için zararsız olduğunu düşünüyor. Ancak bu doğru değil. Bitkisel çayların da ilaçlar gibi yan etkileri olabilir. İnsanlar, ‘Bu çayları her hastalıkta kullanabilirim, bu çaylar her derde deva’ şeklinde bir düşünceye kapılabiliyor. Ancak her hastalıkta, bitkisel çayların doktora danışmadan kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Sosyal medyadan, komşulardan veya akrabalardan gelen tavsiyelerle bitkisel çay kullanmak tehlikeli durumlar yaratabilir,” ifadelerini kullandı.

Doğru Kurutma ve Hijyenin Önemi

Dr. Aslanlar, doğru ve hijyenik ortamlarda kurutulmayan bitkilerin zehirleme olasılığının daha yüksek olduğunu belirtti. “Bitkisel çayların temin edildiği yerlerde hijyen koşullarına çok dikkat etmeliyiz. Paketli, uygun saklama koşullarında bulunan ürünleri tercih etmek önemli. Ayrıca, doğru bitki çaylarına ulaşmamız gerekiyor. Uygun koşullarda saklanmadığında, bu bitkisel ürünler ve çaylar karaciğerde toksik etkiler oluşturabilir. Bitki çaylarının kurutulması çok kritik. Uygun koşullarda kurutulmadığında, nemli ortamlarda havalandırılmadan bırakıldığında küfler oluşabilir. Bu küfler, aflatoksin adı verilen bir zehir oluşturabilir. Aflatoksin, karaciğere toksik etkileri olan ve aynı zamanda kanserojen bir madde olarak biliniyor. Bu nedenle, uygun koşullarda kurutulan bitkisel çayları tüketmek son derece önemlidir,” dedi.

İlaç Kullananlar İçin Ekstra Dikkat

İlaç kullanan bireylerin, ilaçlarını bitkisel çaylarla birlikte tüketmemeleri gerektiğini ifade eden Dr. Aslanlar, şunları ekledi: “Özellikle kronik hastalığı olan ve ilaç kullanmakta olan vatandaşlarımız için bitkisel çay kullanmak masum bir eylem değil. Çünkü bitkisel çaylar, ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu etkileşimler, ilacın etkisini azaltabilir, tedavinin etkinliğini düşürebilir veya ilacın yan etkilerini artırabilir. Bu da çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin, ada çayıyla birlikte demir preparatları alındığında, kansızlık tedavisinde kullanılan demir preparatlarının emilimi azalabilir. Yeşil çay, tansiyon için kullanıldığında tansiyonu düşürebilmekte, bu da bazı kişilerde daha yüksek tansiyon sorunlarına yol açabilmektedir. Papatya ve ekinezya gibi bitkiler de alerjik reaksiyonlar oluşturabilir. Ekinezya, soğuk algınlığında sıkça kullanılan bir bitkidir. Bu tür bitkisel ürünleri kullanırken mutlaka hekimlere danışmak gerekiyor,” şeklinde uyarıda bulundu.


En az 10 karakter gerekli