The Telegraph yazarı Chris Bascombe, Liverpool futbol tutkusunu ele alan etkileyici bir yazı kaleme aldı. Futbolseverlerin, özellikle de Liverpool taraftarlarının, takımlarına olan bağlılıkları ve tezahüratlara duydukları sevgi tartışılmaz. Bu bağlamda, Anfield stadyumunda yankılanan ikonik bir şarkıya odaklanmak oldukça anlamlı.
Anfield, Liverpool şehrinde yer alan ve UEFA’dan aldığı dört yıldız ile parlayan efsanevi bir futbol stadyumudur. 1884 yılında inşa edilen bu kompleks, Liverpool FC ile özdeşleşmiş bir tarihe sahiptir ve bu nedenle taraftarların gözdesidir.
Peki, Anfield ile özdeşleşen o ünlü şarkı You’ll Never Walk Alone (Asla Yalnız Yürümeyeceksin) nasıl oldu da Liverpool’un marşı haline geldi? Bu şarkı, ünlü Rodgers and Hammerstein müzikalinden bir parçadır ve ilk olarak Broadway müzikalinde seslendirilmiştir. Zamanla, Gerry and the Pacemakers tarafından bir hit haline geldi. Frank Sinatra, Judy Garland, Elvis Presley ve daha birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilen bu parça, büyük bir üne kavuştu.
Şarkının ilk bestelenme yılı 1945, hit olma yılı ise 1963’tür. Peki, bu ruhani melodiye sahip şarkının Liverpool ile bağlantısı nasıl kuruldu? Tüm bunlar, 1963-1964 sezonunda DJ Stuart Bateman’ın performanslarıyla başladı. Maçlardan önce Anfield’da haftanın en popüler şarkılarını çalarak, taraftarların dikkatini çekti. 10 Kasım 1963’te, You’ll Never Walk Alone şarkısı, listelere 18 numaradan giriş yaptı. Bir sonraki hafta yedinci sıraya yükseldiğinde Bateman, bu şarkıyı çalma listesine dahil etti. O gün, ikonik parça Anfield’da ilk kez hoparlörlerden yankılandı.
Parçanın Liverpool taraftarları tarafından benimsenmesinin sebebi, sözlerinin derin bir anlam taşımasıydı. İlginç bir şekilde, bu parça ne bir kilise ilahisi ne de bir faciayla ilgiliydi. 2 Ağustos 1982’de, Liverpool’un eski yöneticilerinden Bill Shankly’nin onuruna, Anfield’un girişine bu şarkının sözleri yazıldı. 1985’te yaşanan Bradford yangını sonrası ölen taraftarların anısına şarkı yeniden kaydedildi.
Muammer Kaddafi’den bu yana Liverpool kulübünün kötü şöhreti, şimdi de Elon Musk ile gündeme geldi. Chris Bascombe’a göre, Musk’ın Liverpool’u devralması son derece düşük bir ihtimal. Hatırlatmak gerekirse, Elon Musk’ın babası Errol, çarşamba günü bir televizyon kanalında oğlunun insanlığı düzeltmek için hazırladığı son manifestoyu sundu.
DİPNOT: Rusya’nın yeni zenginlerinden Roman Abramovich, Chelsea’yi satın aldıktan sonra Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra, Liverpool’a talip olmuş ancak kamuoyunun tepkisi üzerine vazgeçmişti.
Ne yazık ki, Errol, Nelson Mandela’nın Tommy Robinson ile aynı değerleri paylaşması durumunda dünyanın daha iyi bir yer olacağına dair açıklamalar yaparken, Elon Musk’ın Liverpool Futbol Kulübü’nü satın alma olasılığıyla ilgili sorular beklemeye alındı. Musk’ın planları, özellikle distopik vizyonlara meraklı olanlar için ilginç bir okuma sunuyor. Ancak, Elon Musk’ın Liverpool ile olan flörtü, Kaddafi’nin özel odasında Liverpool atkısının bulunmasından bu yana en kötü şöhretli haberlerden biri olarak kayıtlara geçiyor.
Milyarları ve özlemleri düşünün; eğer yeterli bütçe olsaydı, Mohamed Salah gibi oyuncularla sözleşme çekişmesi olmayacak ve Salah gibi yükselen futbolcular için 35 milyon sterlinlik bir miktar ödemek için zaman kaybedilmeyecekti.
Yıllarca kendi kendine yetebilen Liverpool, Manchester City ve Real Madrid ile karşılaştırılabilecek bir konumdaydı. Liverpool, net harcamaları sorgulayan herkesin satın alabileceği kadar büyük bir potansiyele sahipti. Premier Lig, Şampiyonlar Ligi veya FIFA Kulüpler Dünya Kupası gibi etkinliklerde, Musk’ın Liverpool’u ele geçirmesi, Mars Premiership’in ilk kazananlarını bile garanti altına alabilirdi. Ancak böyle bir Faustvari anlaşmanın bir bedeli olabilirdi; örneğin, Anfield’ın adı ‘X Stadyumu’ olarak değiştirilebilir ve Bill Shankly’nin heykelinin yerine Elon Musk’ın bir heykeli dikilebilirdi.
Kulüp marşının sözlerine dikkat edersek, ‘YOU’LL NEVER WALK ALONE‘ dizesi dikkat çekiyor. Bu cümle Türkçe’de ‘ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN’ anlamına geliyor. Fakat taraftar, bu dizeyi ustaca değiştirerek ‘YOU’LL NEVER WALK ELON‘ haline getiriyor. Yani mesaj değişiyor; cümlenin Türkçesi bu kez ‘ASLA YÜRÜMEYECEKSİN ELON‘ oluyor. Bu durum, Liverpool taraftarının Elon Musk ve sermayesine karşı dimdik duruşunu özetliyor.
Ancak bu kabus gerçek olsaydı, takımın her iç saha maçı, Elon’un baş antrenör olma ya da yüce lider pozisyonuna yeniden atanma arzusunu artıracak kadar kötüleşebilirdi. Örneğin, Super Bowl’u köy eğlencesi olarak göstermek için ünlülerin desteklediği bir etkinliğe dönüştürülebilir; daha önce 10 bin poundluk sezonluk biletlerin yalnızca bir Tesla satın almış olanlara satılabileceği gibi stratejik kararlar alınabilirdi. Bu durum, ekonomik olarak en yoksul bölgelerde yaşayan taraftar kitleleri için biraz fazla gelebilir. Ancak kimse korkmasın; çünkü o milyarderler Grönland’ı boşuna satın almaya çalışmıyor, biliyorsunuz. O halde Anfield’a hoş geldin Elon. Bu elbette, cehennemde yapılmış bir eşleşme… Ancak Şeytan’ın yanlış anlaşıldığını sizden daha iyi kimse bilemez.
Chris Bascombe, makalesini bu sözlerle noktalıyor.
The Telegraph, Euronews, BBC