KAPALI
Son zamanlarda solunum sistemi ile ilgili şikayetlerde ciddi bir artış gözlemleniyor. Özellikle soğuk havaların etkisiyle bu sorunların daha da yaygın hale geldiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vefa Öztürk, bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli noktaları paylaştı. İşte detaylar:
Son zamanlarda yaygınlaşan grip, Covid-19 gibi viral hastalıklar, hırıltı, nefes darlığı, geniz akıntısı ve öksürük gibi birçok şikayete yol açabilir. Bu tür belirtiler ilerlediğinde, ciddi göğüs hastalıklarına dönüşebilir. Eğer bu şikayetler tedavi edilmez veya göz ardı edilirse, solunum yollarında kronik iltihaplanma yaşanabilir. Grip ve Covid-19 gibi hastalıklar, özellikle astım ve KOAH gibi kronik solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir. Bu durum, zatürre ve akut bronşit gibi akciğer enfeksiyonlarının artışına neden olabilir. Ayrıca, bronş duvarlarının iltihaplanması ve enfeksiyon nedeniyle genişlemesi bronşektazi gibi hastalıklarda enfeksiyon riskini artırır. Ciddi akciğer hastalıkları gelişebilir. Kış aylarında kasların sıkışması da nefes darlığı gibi sorunlara yol açabilir. Eğer astım hastalarında nefes darlığı artmışsa, koyu yeşil renkli balgam çıkıyorsa veya üç haftayı geçen öksürük belirtileri mevcutsa, mutlaka bir göğüs hastalıkları hekimine başvurulmalıdır.
Akciğerleri etkileyerek zatürre ve bronşite yol açabilen grip ve nezle gibi solunum yolu enfeksiyonları, KOAH veya astım gibi kronik hastalıkları olan kişilerde tetiklenirse, gerekli tedavilerin uygulanması hayati önem taşır. Bronşit ve zatürre durumlarında antibiyotik tedavisi gerekebilir. KOAH ve astım hastalarında bronşların daralmasına bağlı nefes darlıklarını önlemek için nebulizatör tedavisi ve astım ile diğer kronik hastalıkların günlük kontrolü için inhaler tedaviler tercih edilebilir.
Kış aylarında havaların soğuk ve kapalı olması, yalnızca ruh halini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalıklara karşı direnci azaltır. Enerji düşüklüğüne bağlı olarak viral enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riski artmaktadır. Bu nedenle, her besin grubundan dengeli bir şekilde tüketilmeli ve kış mevsimine uygun sebze ve meyveler tercih edilmelidir. Öğün atlamamak ve günde üç ana öğün tüketmek önemlidir. Protein ve karbonhidrat dengesi sağlanmalı ve yeterli su tüketilmelidir.
Havaların soğuması, sporu bırakmak için bir sebep olmamalıdır. Kapalı alanlarda veya vücudu soğuktan koruyan uygun kıyafetlerle açık havada spor yapılabilir. Egzersiz yaparken terledikten sonra kıyafetlerin değiştirilmesi önemlidir. Soğuktan korunmak için atkı ve maske kullanmak da faydalı olacaktır.
Özellikle kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği veya organ nakli geçirmiş kişiler, kış aylarında daha dikkatli olmalıdır. İlaçlarını düzenli kullanmaları, hasta kişilerden uzak durmaları, soğuk havalarda uygun kıyafetler giymeleri, atkı kullanmaları ve hijyen kurallarına daha fazla özen göstermeleri gerekmektedir.
Eğer grip ve nezle belirtileri; burun akıntısı, geniz tıkanıklığı ya da ateş gibi semptomlar varsa, bazı tedbirler alınmalı ve gerekirse soğuk algınlığı tedavisi uygulanmalıdır. Ancak, tedaviye rağmen iyileşmeyen şikayetler varsa, mutlaka bir kulak burun boğaz veya göğüs hastalıkları uzmanına görünmek gerekir.
Kronik akciğer hastalığı olan kişiler başta olmak üzere herkes, özellikle kapalı alanlarda uzun süre vakit geçirmekten kaçınmalı, bulundukları ortamları ara sıra havalandırmalıdır. El hijyenine de son derece dikkat edilmelidir. Kapalı alanlarda uzun süre kalınacaksa maske kullanılması önerilir. Maskeler düzenli olarak değiştirilmelidir; 3 saatten fazla takılmamalıdır. Açık havada maske kullanımına gerek yoktur ancak açık alanlarda futbol maçları gibi yakın temas gerektiren aktivitelerde maske takılması önerilir.