DOLAR 38,2630 0.13%
EURO 43,9559 -0.29%
ALTIN 4.249,660,97
BITCOIN 33885161,66%
İstanbul
21°

AÇIK

  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
  • Footer 3
Suriye’deki Durum ve Halep’teki Gelişmelerin Analizi

Suriye’deki Durum ve Halep’teki Gelişmelerin Analizi

ABONE OL
4 Aralık 2024 10:24
Suriye’deki Durum ve Halep’teki Gelişmelerin Analizi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Halep’teki Gelişmelerin Arka Planı

Nevzat Çiçek’in Independent Türkçe’deki yazısında, Suriye’deki son durum, Türkiye’nin de dahil olduğu çeşitli grup ve ülkelerin Suriye’deki amaçları ve beklentileri üzerinde duruluyor. Suriye’nin geleceği ve olası değişimler hakkında bilgi veriliyor. Peki, Suriye’de kim, neyi amaçlıyor? Harita daha ne kadar değişebilir?

HEYET TAHRİR EL ŞAM

Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), “Şam’ı Özgürleştirme Heyeti” olarak bilinen bir grup, “Saldırganlığı Caydırma Operasyonu” kapsamında Feth’ul Mubin Operasyon Odasını yönetmektedir. HTŞ’nin liderliğinde birleşen Ahrar el Şam, Ceyş el-İzze, Feylak el Şam, Türkistan Tugayları, Ceyş en-Nasır gibi militan gruplar, Halep’te önemli kazanımlar elde eden etkili bir koalisyon oluşturuyor. Bu koalisyon, şu anda Hama şehrinin eteklerinde HTŞ önderliğinde mücadeleye devam etmektedir. Türkiye’nin destek verdiği Suriye Milli Ordusu (SMO) da HTŞ ile özellikle Suriye’nin doğusunda ve Halep’in alınması konusunda işbirliği yapmaktadır.

HTŞ, Batılı ülkeler, ABD ve Türkiye tarafından terörist bir grup olarak tanınmaktadır. HTŞ’nin dile getirdiği amacı, “İran, Rusya ve ABD’nin söz sahibi olmadığı bağımsız bir Suriye” oluşturmaktır. Bu bağlamda, HTŞ, Taliban’ın Afganistan’daki şeriat yönetimini model ülke olarak göstermektedir. HTŞ, eski adıyla El Nusra Cephesi, El Kaide ve IŞİD arasındaki çatışmalardan doğmuş radikal bir İslamcı örgüttür. HTŞ’nin Suriye’de elde ettiği net başarılar ve Türkiye’nin komşusu olan bir hükümet kurma hedefi, Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturabilir.

SURİYE MİLLİ ORDUSU

Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), şu an Suriye’nin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda “Özgürlüğün Şafağı” operasyonu çerçevesinde Tel Rıfat’ı kurtarma mücadelesi vermektedir. YPG/PKK’ya karşı çatışmalarını sürdüren SMO, Türkiye’den aldığı mühimmat, altyapı ve lojistik desteği ile Esad rejimine karşı da savaşmaya devam etmektedir. SMO, HTŞ ile geçtiğimiz aylarda çatışmalara girmiştir. Türkiye’nin SMO’ya verdiği destek, HTŞ’nin saldırılarının savuşturulmasını sağlarken, SMO’nun Suriye’nin kuzeyindeki bölgeleri korumasına yardımcı olmuştur. Ancak HTŞ’nin Halep ve Hama’daki başarılı operasyonları, SMO’yu radikal Selefi HTŞ eksenine çekme endişesini doğurmaktadır. Yine de, güncel operasyonlar sonucunda oluşan ittifaka rağmen SMO ve HTŞ’nin çatışması, Türkiye’nin SMO’ya verdiği desteği azaltmamaktadır. SMO, YPG/PKK’yı Fırat’ın doğusuna sürmek için operasyonlarına devam etmektedir. Bu durum, Türkiye’nin “terörsüz Türkiye” politikasına katkı sağlamaktadır.

SURİYE REJİMİ

Esad rejimi, 2016 yılındaki Astana sürecinden sonra siyasi izolasyonunu büyük ölçüde sürdürmektedir. Ancak Suriye rejiminin İran’a olan yakınlaşması, ülkenin güneydoğusunda istikrar sağlamıştır. Esad, İran’ın liderlik ettiği “Direniş Ekseni”nin bir parçası olarak kendini konumlandırmıştır. Suriye, Lübnan sınırından Hizbullah’a silah desteği vermesi nedeniyle ABD ve İsrail’in tepkisini çekmektedir. İsrail, bu durum nedeniyle Suriye’deki silah depolarını hedef alarak operasyonlar gerçekleştirmiştir. Ayrıca, Suriye rejiminin İdlib’deki sivil halka yönelik bombardımanları göç krizine yol açmıştır. Suriye’den Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya göç eden Suriyelilerin yarattığı küresel kriz, günümüz operasyonlarının önemli bir sebebidir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu konuda “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır, hatadır.” açıklamasında bulunmuştur.

RUSYA/İRAN

Rusya, Suriye’deki rejime destek verme konusunda açık bir duruş sergilemiştir. Ancak Rusya, askeri operasyonlarını hava kuvvetlerine devretmiş ve Suriye’de resmi bir cephe açmamıştır. Önceliğinin Suriye’deki askeri üslerini korumak olduğu görülmektedir. Ukrayna savaşı sırasında birçok askeri varlığını çekerek Ukrayna cephesine yönlendiren Rusya’nın, tehditler ortadan kalkmadığı sürece Suriye’de büyük bir askeri varlık bulundurması beklenmemektedir. Rusya, Esad ile anlaştığı kadar muhaliflerle de anlaşabileceğini düşünmektedir. Esad’ın düşmesi halinde bölgedeki kaynaklarını korumak istemektedir. Diğer yandan, İran ise Suriye’ye aktif olarak destek vermeye devam etmektedir. Ancak Lübnan’daki savaş nedeniyle zayıflayan İran, Yemen’deki Husilere, Hizbullah’a ve Suriye’ye aynı anda destek vermede zorluk çekmektedir.

ABD/İSRAİL

ABD, daha önce Beşar Esad’ı “bir diktatör” olarak tanımlamış ve bu tutumunun değişmediğini belirtmiştir. Ayrıca ABD, HTŞ’nin taarruzunda bir rolü olmadığını vurgulayarak HTŞ’yi terörist örgüt olarak kabul etmiştir. ABD, diplomatik yollarla çözüm arayışında olduğunu ifade etmektedir. Ancak YPG’nin Esad rejimine karşı çatışmalarını Deyrizor yönünde desteklemektedir. ABD’nin tutumu, Suriye’nin “Direniş Ekseni” rolünden çıkarılmasının yararlı olacağı yönündedir. Independent’da yayımlanan yazıda, “Esad rejiminin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında belirtilen siyasi sürece katılmayı sürekli reddetmesi, kuzeybatı Suriye’de yaşanan olayların, özellikle rejim hatlarının çöküşünün koşullarını yaratmıştır.” ifadelerine yer verilmiştir. İsrail de bu konuda tarafsız kalmayı tercih etmiş, ancak Suriye’nin silah depolarının vurulması ve İran’ın silah envanterinin zayıflatılması, günümüzdeki saldırılara zemin hazırlamıştır.

TÜRKİYE

Independent’daki yazıya göre Türkiye, “Suriye’de Esad’a siyasi süreci tıkadın, sonucuna Halep’te katlanıyorsun. YPG, senin ne yaptığını farkında, biz buna izin vermeyeceğiz.” mesajını vermektedir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin olarak, “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır, hatadır.” demiştir. Türkiye, Astana mutabakatları başta olmak üzere verdiği tüm sözleri yerine getirdiğini, ancak muhaliflere saldırılmayacağına dair olan Astana mutabakatı gereğince Suriye rejiminin bu kurallara uymadığını, Rusya ve İran’ın yükümlülüklerini yerine getirmediğine inanıyor. İdlib’e yönelik saldırıların artması üzerine Türkiye gerekli uyarıları yapmış, çağrılarda bulunmuştur; ancak buna saldırıların artırılmasıyla cevap verilmiştir. YPG’nin, ABD’nin verdiği 32 kilometrelik geriye çekilme sözünün de gerçekleşmediği ifade edilmektedir. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne önem veriyor. Önceliği terörle mücadele olan Türkiye, Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarının istikrarsızlıktan faydalanmasına izin vermeyecektir.

YPG’nin Halep kuzeyinde bulunan ve Afrin’deki TSK ile SMO unsurlarına saldırmak için kullandığı Tel Rıfat kasabasının düşmesi ve bu bölgenin tasfiye edilme olasılığı, Türkiye’nin çıkarına bir durum olarak değerlendirilmektedir. Türkiye açısından, YPG’nin Fırat’ın doğusuna sürülmesi ve oluşturulacak bir tampon bölge, “Terörsüz Türkiye” hedefiyle uyumludur. Ancak gelişmeler sahada Türkiye’nin lehine görünse de, Türkiye açısından ciddi riskler de bulunmaktadır. Saldırıyı gerçekleştiren ana grubun HTŞ olduğu ve bu grubun Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke tarafından terörist örgüt olarak kabul edilmesi, HTŞ’nin Suriye El Kaidesi’nin bir uzantısı olması nedeniyle, Türk sınırları boyunca HTŞ’nin güçlenmesi ve Suriye’nin ikinci büyük şehri Halep’i ele geçirmesinin uzun vadede Türkiye için riskler doğurabileceği düşünülmektedir. Türkiye açısından bir diğer tehdit ise Rusya’dır. Ateşkesin sona ermesiyle savaşın yeniden alevlenmesi durumunda, Rus uçakları Suriye’de klasik bir hava bombardımanı ve sivil katliam döngüsünü yeniden başlatabilir. Bu durum, yaşam şartlarının zaten zor olduğu bölgeyi daha da kötü hale getirerek, Türkiye’ye yönelik göçleri artırabilir ve bu da Türkiye üzerinde ciddi baskı yaratabilir.


En az 10 karakter gerekli