PARÇALI BULUTLU
Tayvan Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Joseph Wu, bu hafta başında Washington’a yapmış olduğu ziyaretle dikkatleri üzerine çekti. Bu ziyaret, Trump yönetimiyle yapılan görüşmelerin bir parçasıydı ve Tayvan’ın bağımsızlık taleplerini gündeme taşıdı. Ancak, Tayvan’ın bağımsızlığını toprak kaybı olarak gören Çin’in tepkisi hızlı bir şekilde geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı, Tayvan heyetinin ABD’de bulunmasını sert bir dille eleştirerek, bu tür temasların kesinlikle kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Pekin, ABD’nin “Tek Çin” politikasına bağlı kalması gerektiğini vurgulayarak, Tayvanlı yetkililerin Washington’da Trump yönetimiyle resmi temas kurmalarının kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Bakanlık sözcüsü, “Her türlü resmi ABD-Tayvan ilişkisine karşıyız. ABD tarafı, Tayvan meselesinde sözde bağımsızlık hareketlerini desteklemeyi derhal durdurmalı” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Çin, Tayvan’ı kendi toprağı olarak görmekte ve Tayvanlıları da Çin vatandaşı olarak kabul etmektedir. Öte yandan, Tayvan yönetimi, adanın kaderinin yalnızca Tayvan halkının iradesiyle belirleneceğini savunmaktadır. Tayvan heyetinin Washington ziyareti, Çin’in ada çevresinde gerçekleştirdiği iki gün süren askeri tatbikatlarının hemen ardından gerçekleşti. Bu tatbikatlarda uzun menzilli silahların kullanıldığı gerçek mühimmat atışları gerçekleştirildi. Taipei yönetimi, bu tür tatbikatları kınadı ve durumu uluslararası kamuoyuna taşıdı.
ABD de, Çin’in artan askeri faaliyetlerini eleştirerek, Tayvan’ın uluslararası destekçisi ve silah tedarikçisi olma rolünü sürdürdüğünü belirtti. Her ne kadar Washington ile Taipei arasında resmi bir diplomatik ilişki olmasa da, ABD’nin Tayvan’a olan desteği oldukça güçlüdür.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Tayvan ile olan ilişkilerde ABD’nin etkisini eleştirerek, “Her türlü resmi ABD-Tayvan ilişkisine karşıyız. ABD tarafı, Tayvan meselesinde sözde bağımsızlık hareketlerini desteklemeyi derhal durdurmalı” ifadelerini yineledi. Ayrıca, Trump yönetiminin uyguladığı tarifeler, Tayvan’ı da dolaylı olarak etkiledi. Taipei yönetimi, bu önlemleri “haksız misillemeler” olarak nitelendirerek, Çin’in ekonomik baskılarına karşı durmaya çalıştı.
Tayvan’ın güvenlik danışmanları ise Washington’un desteğinin “çok güçlü” olduğunu ve bu durumun adanın savunma kapasitesini artırdığını savunmaktadır. Çin ise Tayvan lideri Lai Ching-te’yi hedef almaya devam ederek, bu hafta Lai’yi “asalak” olarak tanımlamıştır. Bu tür ifadeler, iki taraf arasındaki gerginliği daha da artırmaktadır.