AÇIK
Türkiye, 2024 yılına ekonomik krizle girdi ve bu durum, toplumun geniş kesimleri tarafından derinden hissedildi. Yıllardır süregelen yüksek enflasyon, bu yıl vatandaşların gündeminde ilk sırayı alırken, uygulanan faiz politikalarıyla birlikte Türkiye’nin büyüme oranlarında da sert düşüşler gözlemlendi. Enflasyonun beklenen ölçüde gerilememesi, ekonomi yönetiminin kaybedilen güveni ve bozulan beklentileri yeniden çıpalamasının ne denli zor olduğunu ortaya koydu. Nitekim, vatandaşlar yüksek faiz ortamında kemer sıkarken, kamudan beklenen tasarruf önlemleri de hayata geçirilmedi. Bu durum, enflasyonun düşeceğine dair güçlü bir beklentinin oluşmasını engelledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 26 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Enflasyonda şok dönem öncesine gelmek 3 yıl sürüyor. Bir yıl bitti, iki yıl kaldı” diyerek, 2025 için iyimser olmayı zorlaştıran bir itirafta bulundu. Bu açıklama, halkın önünde iki yıl daha zorlu bir süreç olacağının bir işaretiydi.
Dünya genelinde en büyük ekonomilerin sıralandığı G20 ülkeleri arasında, Türkiye, Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ülke oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla Türkiye ekonomisi hem yılın ikinci çeyreğinde hem de üçüncü çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 0.2 oranında küçüldü. Ancak, bu daralma döneminde Türkiye, enflasyon sorununu da çözmeyi başaramadı.
ARJANTİN’İ GEÇEBİLİRİZ
Gıda, kira gibi herkesin hayatını doğrudan etkileyen temel gruplarda görülen artışlarla birlikte TÜİK’e göre Türkiye’de kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 47.09 olarak ölçüldü. G20 ülkeleri arasında Türkiye, en yüksek ikinci enflasyon oranına sahip. Hiperenflasyonun etkisi altında olan Arjantin’de ise yıllık enflasyon yüzde 166 seviyesine ulaştı. Üstelik, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) tahminlerine göre, 2025’te Türkiye’nin enflasyonu, Arjantin’i geçerek G20’de ilk sıraya yükselebilir. Kurumun tahminlerine göre, 2025 sonunda Türkiye’de enflasyon yüzde 30.7, Arjantin’de ise yüzde 29.8 olacak.
Sekiz aydır politika faizini yüzde 50’de sabit tutan Merkez Bankası, geçen hafta politika faizini 250 baz puan indirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025, bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin” ifadeleriyle son yıllarda Türkiye ekonomisini derinden etkileyen ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ teorisine geri dönüş sinyalleri vermiş oldu. Bu durum, iktidarın enflasyonla mücadeleye devam edip etmeyeceğinin de bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
TL %16.5 Değer Kaybetti
2024 yılı, Türk Lirası’nın reel olarak değer kazandığı ancak nominal değer kaybının yüzde 16.5’e ulaştığı bir yıl oldu. Yıla 29.5648 liradan başlayan dolar, 35.3615 liralık rekoruyla 2024’ü kapattı. Euro ise 32.6443 liradan başladığı 2024’ün son gününde 36.8904 lirayı test ederek yüzde 13 yükseliş kaydetti. TCMB politika faizini artırırken, TL’nin reel olarak değerlenme sürecine girmesi ve kontrollü kur sistemi sayesinde doların enflasyon kadar artmamasıyla dolarizasyonda frenleme sağlandı. Yerleşiklerin döviz mevduatı 2024’te parite etkisinden arındırılmış olarak 18.1 milyar dolar azaldı. Ayrıca, 2024’te swap, tahvil ve hisse yoluyla yabancı girişi 43.5 milyar dolar oldu.
Borsa İstanbul, 2024 yılında yüzde 33 getiri sağladı. Ancak bu getiri, enflasyon ve mevduat faizinin altında kaldı. Borsa, yılın ilk yarısında yüzde 40 seviyelerinde getiri elde ederken, enflasyonun ve faizin çok üzerinde bir performans sergiledi. Fakat yılın ikinci yarısında yüzde 6 değer kaybı ile dünyanın en kötü borsaları arasında yer aldı. Ekonomideki daralma en çok sanayi şirketlerini etkiledi. Borsada yalnızca 34 şirket, yatırımcılarına enflasyonun üzerinde getiri sağladı. 2024’te 34 yeni şirket halka arzla borsaya katıldı ve bu şirketler toplamda 60.23 milyar TL halka arz geliri elde etti.
Şimşek İtiraf Etti
Uygulanan politikalara rağmen enflasyon istenilen düzeyde düşürülemedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kasım ayındaki açıklaması, 2025 için iyimser olmayı zorlaştırırken, halkın iki yıl daha zorlu bir süreç geçireceğinin itirafı oldu.
İki Yıl Daha Çekeceğimiz Var
2024, yüksek enflasyonun gölgesinde geçti. Çalışanların ücretlerindeki kayıplar derinleşti ve milyonlarca insan geçim savaşı vermekte daha da zorlandı. Mehmet Şimşek’in 26 Kasım’daki “Enflasyonda şok öncesi dönem öncesine gelmek 3 yıl sürüyor. Bir yıl bitti, iki yıl kaldı” açıklaması, gelecek iki yılın ne kadar zorlu geçeceğinin özeti niteliğindeydi.
Ülke ekonomisinin kronolojisinde, 6 Ocak’ta en düşük emekli aylığının 10 bin lira olması, 25 Ocak’ta Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi yüzde 45’e çıkarması ve 2 Şubat’ta TCMB’nin ilk kadın başkanı Gaye Erkan’ın görevden affını istemesi dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı. Ocak ayında merkezi yönetim bütçe açığı, Ocak 2023’e göre yüzde 367.5 artarak 150.7 milyar TL’ye ulaştı. 21 Mart’ta TCMB Para Politikası Kurulu politika faizini yüzde 50’ye çıkardı, 13 Mayıs’ta ise kamuda 25 maddelik tasarruf tedbirleri açıklandı.
Zirveyi Gördü
3 Haziran’da Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, mayıs ayında yıllık enflasyon yüzde 75.45 ile zirve yaptı. 1 Temmuz’da kirada yüzde 25 zam sınırı kaldırıldı. 5 Eylül’de açıklanan yeni Orta Vadeli Program’da 2024 sonu enflasyon tahmini yüzde 41.5’e yükseltildi. Kasım ayında Merkez’in enflasyon beklentisi ise yüzde 44 olarak belirlendi. 26 Aralık’ta 2025 yılı asgari ücreti 22.104 TL olarak belirlenirken, 27 Aralık’ta Merkez, politika faizini yüzde 47.5’e indirdi.
Asgari Ücretli Açlığı Aşamadı
Ekonomik krizin faturasının ağır bir şekilde yıkıldığı vatandaş, 2024’ü her ay artan açlık ve yoksulluk sınırı nedeniyle büyük bir yaşam mücadelesi vererek geçirdi. Türk-İş araştırmasına göre, 12 ay içinde hem açlık hem de yoksulluk sınırı yüzde 40 oranında artarken, hükümetin 2025 için belirlediği asgari ücret artışı ise yalnızca yüzde 30 seviyesinde kaldı. 2024 yılı Ocak ayında 17 bin 2 TL olan asgari ücrete karşılık açlık sınırı 15 bin 48 TL, yoksulluk sınırı ise 49 bin 19 TL seviyesindeydi. Aralık ayına geldiğimizde ise açlık sınırı yüzde 40 artışla 21 bin 083 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 68.675 TL’ye yükseldi. 2025 için belirlenen asgari ücret ise 22 bin 104 TL olarak belirlendi.
Ortalama Ücrete Dönüştü
Yüksek enflasyon ve düşen büyüme oranlarıyla birlikte Türkiye’de gelir dağılımındaki bozulma 2024’te de devam etti. TÜİK’in verilerine göre, 2023’te işsizlik oranlarının yaklaşık yarısı (yüzde 42.4) bu yıl da iş bulamadı. 2023’te işsiz olan 100 kişiden yalnızca 40’ı bu yıl istihdama katılabildi. 2023’te çalışan her 10 kişiden 1’i ise bu yıl ya işsiz kaldı ya da iş gücünden çıktı. Aynı araştırmaya göre, ücretli çalışanların 2024’teki aylık geliri 17.480 TL ile neredeyse asgari ücret seviyesine ulaştı.