PARÇALI BULUTLU
Ali Can POLAT tarafından kaleme alınan bu yazıda, Türkiye’deki otomotiv sektöründe yaşanan zorluklar ve hurda araçlarla ilgili gelişmeler ele alınmaktadır. Yüksek Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), artan maliyetler ve düşen alım gücü, sabit gelirli bireylerin araç sahibi olma hayallerini suya düşürmüştür. Bu durum, birçok vatandaşın hurda araçlarla sınırlı bir seçeneğe mahkum kalmasına neden olmuştur.
Trafikteki her dört araçtan birinin 20 yaşın üzerinde olduğu Türkiye’de, hem otomotiv satıcıları hem de tüketiciler hurda araç teşvikini sıkça gündeme getirmektedir. Bu bağlamda, geçtiğimiz ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 25 yaş üstü araçların hurda teşviki kapsamında toplanarak, bu araç sahiplerine yerli otomobillerin Katma Değer Vergisi (KDV) ve ÖTV’siz satılması için bir yasa tasarısı sunulmuştur. Ancak, tasarının geri çekilmesi, bu teşvik konusunun hâlâ gündemde olduğunu göstermektedir.
Fırsatçıların Ortaya Çıkışı
Bu teşvikin duyulmasıyla birlikte, fırsatçıların piyasada ortaya çıkmaya başladığına dikkat çeken Marmara Motorlu Araç Satıcıları Derneği Başkanı Hüseyin Erdem, “Bu teşvik eninde sonunda çıkacak. Ancak fırsatçılara kapı açılmamalı. Teşvik adını duyduktan sonra, piyasada hurda araçları üç kuruşa toplamaya başladılar. Bu teşvikten gerçekten ihtiyacı olanlar yararlanmalı,” şeklinde konuştu.
Erdem, ayrıca, “Bakanlığa yaptığımız bilgilendirmede de uyardık. Teşvikten yararlanacak kişilerin, en az 1-2 yıldır aracı kullanıyor olması ve aldıktan sonra 5 yıl boyunca satmama şartı getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz,” dedi.
İstanbul Üsküdar’da oto galericilik yapan Aykut Bakşi de, teşvik tartışmaları başladığında hurda araçlara olan talebin arttığını ifade etti. Bakşi, “Gerçekten ihtiyacı olanların faydalanabilmesi için, en az 2 yıldır o aracı kullanıyor olmaları gerekiyor. Benim 10 müşterimden 8’i teşvik gelecek diye eski arabalar arıyor. Ancak, gerçek anlamda eski araç kullananlar piyasada pek bulunmuyor çünkü çoğu insanın durumu iyi değil,” diye belirtti.
Bakanlık Galericilere Danışıyor
Ticaret Bakanlığı’nın bu tür bir teşvikin yararlı olup olmayacağını galericilere sorduğunu belirten Bakşi, “Gerçekten ihtiyacı olanlar faydalanırsa bu teşvik anlam kazanır. Ancak, devletin vergi beklentilerini düşününce bu teşvikin hayata geçmeyeceğini öngörüyorum,” şeklinde görüşlerini paylaştı.